Allah'ın İsimleri

El-Vekil

El Vekil ismi şerifi; yarattıklarının bütün işlerine kefil olan, işlerini kendisine bırakanların isteklerini en iyi şekilde yerine getiren, kendisine güvenilip dayanılan ve tevekkül edilen manasındadır.

Allah Vekil’dir. Yaratıp varlık âlemine çıkardığı mahlûkunu şu dünya misafirhanesinde hadiselerin sıkıntıları altında bir başına bırakmamıştır. Neticeye ulaşmakta aciz olan mahlûkatın imdadına yetişmiş, güç yetiremedikleri işler karşısında kendisini vekil kabul eden ve güvenen mahlûkatının işlerini üzerine almıştır. Rabbimiz kitabında bizlere şöyle seslenmektedir:

Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, artık ondan sonra size kim yardım edebilir? Müminler ancak Allah’a güvenip dayansınlar. (Al-i İmran, 3/160)

O, doğunun ve batının Rabbidir. Ondan başka ilah yoktur. O halde yalnız O’nu vekil tut. (Müzzemmil Suresi: 9. ayet)

Kim Allah’tan korkarsa Allah ona bir çıkış yolu yaratır. Ve onu ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah’a güvenirse O, ona yeter. (Talâk Suresi 2 ve 3. ayeler)

Allah’a güven, vekil olarak Allah yeter. (Ahzab suresi: 3.ayet)

Âleme dikkatle baktığımızda El Vekil isminin tecellilerini tüm âlemde görebiliriz.

İlk önce bitkiler âlemine bakalım. Hayatlarını devam ettirmek için ne kadar şeye muhtaçlar ve muhtaç oldukları şeylere ulaşmaktan ne kadar acizler. Lisanı halleriyle tevekkül edip Allah’ı vekil edinmişler. El- Vekil olan Rableri minerallerle dolu toprağı altlarına sermiş. Güneşi bir lamba gibi başlarında tutmuş. Bulutları bir çeşme gibi üzerlerinde gezdirmiştir. Tüm bitkilerin ağaçların çiçeklerin ve tohumların vekili ancak Allah’tır.

Şimdi de hayvanlar âlemine bakalım. Yerdeki karıncadan, gökte uçan kuşlara; denizlerin içindeki balıklardan, fillere gergedanlara kadar her biri hayatlarını sürdürmek için lazım olan rızık konusunda aciz ve fakirdirler. İşte bu acizlik ve fakirliklerinin lisanıyla öyle bir tevekkül etmişlerdir ki El- Vekil olan Rableri şu yeryüzünü onlara bir sofra yapmış ve umulmadık yerlerden onları rızıklandırmıştır.

Şimdi ise şu yeryüzünün en şerefli misafiri olan insanlara bakalım.

Daha anne karnında en aciz ve muhtaç bir halde iken Allah ona kefil olmuş onu o dar âlemde en güzel bir şekilde idare edip şu dünya âlemine çıkarmış, dünyaya geldiğinde aczine ve fakrine binaen anne babasını ona hizmetkâr kılıp onu en güzel şekilde besleyip büyütmüştür. El Vekil isminin tecellisiyle şu hayat gemisinde emniyetli bir şekilde hadiselerin dağlar gibi dalgaları içinde gezmiştir.

Ne vakit insan büyüyüp kendi işlerini çevirecek bir hale gelip ben kendime yeterim dediğinde Allah’ı vekil tutmamanın ve ona tevekkül etmemenin bedelini, hadiselerin karşısında titreyip hayat yükünün altında ezilmekle ödemiştir.

Demek insanı bu isme ulaştıran en büyük şey kulun önce aczini bilip fakrını hissetmesidir.

Ta ki yapmaktan aciz olduğu, takat getiremediği şeyler karşısında sonsuz kudret ve rahmet sahibi olan Allah’a dayansın ve El- Vekil isminin kapısını çalıp Ona tevekkül edip güvensin.

Hazreti Ömer radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurdular; “Siz Allah’a hakkıyla tevekkül edebilseydiniz, sizleri de, kuşları rızıklandırdığı gibi rızıklandırırdı: Sabahleyin aç çıkar, akşama tok dönerdiniz.” (Tirmizi, Zühd, 33;  İbn Mace, Zühd, 14;  İbn Hanbel,1/332)

Abdullah İbni Abbas (r.a) diyor ki: “Hasbünallah ve nî’mel vekîl” sözünü, Hz. İbrahim aleyhisselâm ateşe atılırken söylemişti. Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem (ve ashabı da)  “İnsanlar (müşrikler) size karşı ordular topladılar, onlardan korkun denildiğinde, bu onların îmanını daha da arttırdı ve “Hasbünallahü ve nî’mel vekîl” (Allah bize yeter. O ne güzel vekildir)  dediler. (Buhârî, Tefsîrû sûre (3), 13)

Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretleri ise Risale-i Nur külliyatında Allah’a dayanıp tevekkül eden ve etmeyen kimselerin halini şu misal ile anlatmaktadır.

Vaktiyle iki adam, hem bellerine hem başlarına ağır yükler yüklenip büyük bir gemiye bir bilet alıp girdiler. Birisi, girer girmez yükünü gemiye bırakıp üstünde oturup nezaret eder. Diğeri, hem ahmak hem mağrur olduğundan yükünü yere bırakmıyor.

Ona denildi: “Ağır yükünü gemiye bırakıp rahat et.”

O dedi: “Yok, ben bırakmayacağım. Belki zayi olur. Ben kuvvetliyim. Malımı, belimde ve başımda muhafaza edeceğim.”

Yine ona denildi: “Bizi ve sizi kaldıran şu emniyetli sultanın gemisi daha kuvvetlidir, daha ziyade iyi muhafaza eder. Belki başın döner, yükün ile beraber denize düşersin. Hem gittikçe kuvvetten düşersin. Şu bükülmüş belin, şu akılsız başın gittikçe ağırlaşan şu yüklere tâkat getiremeyecek. Kaptan dahi eğer seni bu halde görse ya divanedir diye seni tard edecek ya haindir, gemimizi ittiham ediyor, bizimle alay ediyor, hapsedilsin, diye emredecektir. Hem herkese maskara olursun. Çünkü ehl-i dikkat nazarında, zaafı gösteren kibrin ile aczi gösteren gururun ile riyayı ve zilleti gösteren yapmacık hareketlerin ile kendini gülünç bir duruma düşürdün. Herkes sana gülüyor.” denildikten sonra o bîçarenin aklı başına geldi. Yükünü yere koydu, üstünde oturdu. “Oh! Allah senden razı olsun. Zahmetten, hapisten, maskaralıktan kurtuldum.” dedi.

İşte ey tevekkülsüz insan! Sen de bu adam gibi aklını başına al, tevekkül et. Tâ bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hâdisenin karşısında titremekten ve kendini beğenmişlikten ve maskaralıktan ve dünyevi ve uhrevi sıkıntılardan kurtulasın.

El Vekil ismi şerifine karşı insanın vazifesi ise şudur;

Kul her vakit aczini ve fakrini hissedip maddî veya manevî her işinde sebeplere yapıştıktan sonra neticeyi Allah’a bırakmalı, Ona dayanıp ona tevekkül etmelidir.

Yine Âlemde onu vekil olarak tanıyan ve tevekkül eden bitkilerin ve hayvanların umulmadık yerden rızıklandırılmalarını görüp onlarla beraber El-Vekil, El-Vekil diyerek Allah’ı tesbih etmelidir.

Sebeplerin sükût edip, çarelerin tükendiği yerde kendini yalnız hissetmemeli işlerini kendisine bırakanların isteklerini en iyi şekilde yerine getiren El- Vekil ismiyle müsemma bir Rabbi olduğunu bilip Hasbünallahi ve nimel vekil Allah bize yeter, O ne güzel vekildir diyerek ona dayanmalıdır.

Rabbimiz bizlere acizliğimizi ve fakirliğimizi hissettirsin. “Biz kendimize yeteriz” diyen gafillerden olmaktan muhafaza eylesin ve Her işimizde Vekil olarak kendisine güvenip tevekkül eden kullarından eylesin. Aminn…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu