Şefaat

19. Bölüm: 9. Soru-Cevap

Sevgili kardeşlerim, şefaati inkar edenlerin sözde delillerine cevap vermeye devam ediyoruz. Cevap vereceğimiz Dokuzuncu Delilleri şöyle:

– Onlar diyorlar ki: Bakara suresi 254. ayette şöyle buyrulmuştur“Ey iman edenler! İçinde alışverişin, dostluğun ve şefaatin olmadığı gün gelmeden önce, size rızık olarak verdiklerimizden infak ediniz. Kafirler zalimlerin ta kendileridir.”

Bu ayet, o gün şefaatin olmadığını açıkça beyan etmektedir. Ayetin manası son derece açıktır. Ayetin sözü üzerine söz söylemeye gerek de yoktur. Eğer şefaat hak olsaydı, ayette şefaatin olmadığından bahsedilmezdi.

İşte onlar böyle diyorlar. Onlara göre ayetteki, “O gün şefaat yoktur…” ifadesi, şefaatin yokluğuna delildir. Şimdi biz onlara bir şey sormak istiyoruz:

Ayette şefaatle birlikte, o gün dostluğun da olmadığından bahsedilmiştir. Ayetin Arapçası şöyledir:  يَوْمٌ لاَ بَيْعٌ فِيهِ وَلاَ خُلَّةٌ  Kendisinde alışverişin ve dostluğun olmadığı gün… Bakın, ayette açıkça   لاَ خُلَّةٌ  “Dostluk yoktur” buyrulmuş.

Şimdi bu ayeti okuyan kişi dese ki: Vallahi o gün hiçbir dostluk yoktur, delilim de bu ayettir. Eğer böyle derse, Kur’an’a iftira atmış olur. Zira Zuhruf suresi 67. ayette الْأَخِلَّاء يَوْمَئِذٍ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ إِلاَّ الْمُتَّقِينَ O gün dostlar birbirlerinin düşmanıdırlar, ancak muttakiler müstesna, buyrulmuştur. Bu ayetten anlıyoruz ki, muttakiler o gün dost olacaklardır.

Bakın, Bakara 254’ü bilip, Zuhruf 67’i bilmeyen hata yapar. Bakara suresindeki “O gün dostluk yoktur.” ifadesini bütün insanlar hakkında zanneder. Ve böyle hüküm verdiğinde de muttakilerin o gün dost olduğunu bildiren Zuhruf 67’yi inkar etmiş olur.

Peki, bu iki ayeti nasıl cem edeceğiz. Şöyle: Bakara 254’te geçen “O gün dostluk yoktur.” ayetinin hükmü bütün insanlar için geçerli değildir. Bu ifadeyle kafirler, müşrikler ve Allah’ın gazabını celbeden kimseler kastedilmiştir. Muttakiler bu zümrenin dışındadır. Ancak bu istisna, bu ayette yapılmayıp Zuhruf 67’de yapılmıştır.

Demek ki, bir ayet üstüne hüküm bina ederken diğer ayetleri göz önüne almak gerekir. Yoksa yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder sözü gerçek olur.

Aynen bunun gibi, ayette geçen “O gün şefaat yoktur.” beyanı Müslümanlar hakkında olmayıp, kafirler hakkındadır. Delilimiz de ayetin son kısmıdır. Ayetin sonunda, “Kafirler zalimlerin ta kendileridir.” buyrulmuştur. Fahrettin-i Razi Hazretleri ayetin bu kısmı hakkında şöyle der:

“O gün ne dosttuk ne de bir şefaat vardır.” ifadesi, kıyamet gününde mutlak olarak dostluğun ve şefaatin bulunmadığı zannını verir. Bu sebeple Allah Teâlâ, bu yokluğun kâfirlere mahsus olduğuna delâlet etsin diye, bu sözün hemen peşinden “Kâfirler zalimlerin ta kendileridir.” buyurmuştur. İşte bu beyan, öncesinin kafirler hakkında olup, günahkar müminler hakkında olmadığını ispat etmektedir. Neticede, kafirler için bir dostluk ve şefaat yoktur. Müminler için ise dostluk ve şefaat vardır.

Bakın, Kur’an ayetlerini, kim hakkında indiğini bilmeden tefsir etmek büyük bir hatadır. İlk önce ayetlerin iniş sebepleri bilinmeli ve ayetler ona göre izah edilmelidir. Bu yapılmadığı takdirde, bu ayette olduğu gibi yanlış anlaşılmalar ortaya çıkacaktır. Bu ayet, kâfir olarak ölenlere şefaat edilmesinin mümkün olmadığını belirtmek içindir. Onlar arasında dostluk da yoktur. Mesela Hz. Nuh, kâfir olarak ölen oğluna; Hz. Lut, kâfir olarak ölen eşine ve yine Peygamberimiz (asm) kâfir olarak ölen amcalarına şefaat edemeyeceklerdir.

Demek ayetteki, “O gün dostluk ve şefaat yoktur.” ifadesiyle kafirler kastedilmiştir ve bu ayetin Müslüman olarak ölenlerle hiçbir alakası yoktur.

Peki, ayet-i kerimeyi niye bu şekilde anlamak zorundayız? Birinci sebebi, ayetin sonundaki “Kafirler zalimlerin ta kendileridir.” beyanıdır. Bu beyandan, ayetin kafirler hakkında olduğu anlaşılır.

Bu ilave olmasaydı dahi, ayetin kafirler hakkında olduğunu şuradan anlardık: Bir tarafta şefaatin olmadığını bildiren bu ayet, diğer tarafta ise şefaatin olduğunu bildiren ayet ve hadisler… Şefaatin hem olması hem de olmaması mümkün değildir. Bir şey ya vardır ya yoktur. İki zıttı cem etmek muhaldir. Eğer şefaati inkar ederseniz, şefaatin olduğunu bildiren ayet ve hadisleri ne yapacaksınız?

Bizim işimiz kolay, şöyle ki: Delil olarak gösterdiğiniz, “O gün dostluk ve şefaat yoktur…” ayeti hakkında deriz ki:

Bu ayette haklarında şefaatin kabul edilmeyeceği bildirilen kişiler; kafirler, müşrikler ve Allah’ın şefaat edilmesine izin vermediği günahkar müminlerdir. Allah’ın izin verdikleri bu ayetin kapsamı dışındadır.

Bakın, biz birbirine zıt gibi görünen ayetleri cem ettik. Bir daha soruyla açalım:

– Kime şefaat edilir? Allah’ın izin verdiklerine ve razı olduklarına. Şefaatin hak olduğunu bildiren ayetler bu zümreyi anlatmaktadır.

– Peki, kime şefaat edilmez? Allah’ın izin vermediklerine ve razı olmadıklarına. Şefaatin olmadığını bildiren ayetler de bu zümreyi anlatmaktadır. Bakın, şefaatin olduğunu ve olmadığını bildiren ayetleri ne güzel cem ettik.

Peki siz, “Şefaat yoktur.” ayetiyle, şefaatin varlığını bildiren ayet ve hadisleri nasıl cem edeceksiniz? Hadi edin de görelim, edemezsiniz.

Sizin yaptığınız, Kur’an’ın bir kısmına iman etmek, diğer kısmını ise inkar etmektir. Bu halinizle,  أَفَتُؤْمِنُونَ بِبَعْضِ الْكِتَابِ وَتَكْفُرُونَ بِبَعْضٍ   Kitabın bir kısmına iman edip bir kısmını inkar mı ediyorsunuz?” ayetine muhatap oluyorsunuz.

Sevgili kardeşlerim, Kur’an’da şefaatin olmadığını beyan eden ayetler vardır. Ancak bu ayetler şu zümreler hakkındadır:

1. Kafirler ve müşrikler hakkındadır. Mesela, Hz. Nuh, kâfir olarak ölen oğluna; Hz. Lut, kâfir olarak ölen eşine ve yine Peygamberimiz (asm) kâfir olarak ölen amcalarına şefaat edemeyeceklerdir.

2. Şefaat edilmeyecek ikinci zümre de Allah’ın kendilerinden razı olmadığı ve şefaat edilmesine izin vermediği günahkar müminlerdir. Demek kişi mümin de olsa, ona şefaat edilmesi Allah’ın iznine ve rızasına bağlıdır.

3. Bir de şunu ilave edelim: Şefaatin olmadığını beyan eden ayet ve hadislerin bir kısmı da zaman ve mekanla ilgilidir. Yani ahirette bazı zaman ve mekanlarda kimse kimseye şefaat edemeyecek ve kimse kimseyle ilgilenemeyecektir. Peygamberler dahil herkes kendi nefsinin derdine düşecektir.

Netice olarak: Şefaati inkar edenlerin gösterdiği “O gün dostluk ve şefaat yoktur.” ayeti, kafirler hakkındadır. Bu ayetin hükmü Müslümanlara şamil olmaz.

Sevgili kardeşlerim, dersimizi burada tamamlayalım ve şimdi şefaati inkar edenlerin Onuncu Delillerini tahlil edelim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu