Cehennem

Zincirlere vurulanlar

Şimdi de bir başka ayet-i kerimeye dikkat kesilelim: Kitabı sol tarafından verilen der ki: “Keşke kitabım verilmeseydi de hesabımın ne olduğunu bilmeseydim. Keşke bu iş son bulmuş olsaydı. Malım bana hiç fayda vermedi. Saltanatım da benden yok olup gitti.” (Zebanilere şöyle denir): “Onu yakalayın ve bağlayın. Sonra onu cehenneme atın. Sonra da onu, boyu yetmiş arşın olan zincire vu­run. Çünkü o, yüce Allah’a inanmıyordu. Yoksula yedirmeye teşvik etmiyordu. Bu sebeple bugün burada onun için bir dost yoktur. Bir irinden başka yiyecek de yok. Onu günahkârlardan başkası yemez. (Hakka 26-37)

Ey nefsim, işittin mi kitabı sol tarafından verilenlerin halini… Onlar nasıl da pişmanlar. Hep “keşke” diyorlar ki, cehennem keşkelerle doludur: “Keşke kitabım bana verilmeseydi, hesabımın da ne olduğunu bilmeseydim.” diyorlar… “Keşke bu iş son bulmuş olsaydı. Yani ölümden sonra bir daha hayat olma­saydı.” diyorlar… Acaba nasıl bir hal ki bu, dünyada en çok nefret ettikleri şey olan ölüm, o gün onlara en sevgili şey oluyor. Onu istiyorlar, onu çağırıyorlar. Bu nasıl bir haldir!..

Ey nefsim! İşittiğin azaba karşı seni kim koruyacak? Saltanatın mı? Evlatların mı? Malın mı, makamın mı? Yoksa bilmediğimiz yardımcıların mı var? Hâlbuki Allah-u Teâlâ: “O gün onların hiçbir dostu olmaz ve malları ve evlatları onlara fayda vermez.” buyuruyor. Rabbinin sözüne itimadın yok mu?

Ey nefsim! Rabbimiz, meleklerine: “Tutun onu ve bağlayın. Sonra onu Cehenneme atın. Sonra da onu boyu yetmiş arşın olan zincire vurun.” diye emrettiğinde halin nice olur?

İbni Abbas hazretleri bu zincir hakkında şöyle buyurmaktadır: Bu zincir, kişinin arkasından girdirilip ağzından çıkarılır. Sonra çekirgeler çöpe nasıl dizilirse, onlar da öylece dizilirler ki bir daha ayakları üstü kalkamasınlar. (İbn-i Kesir)

Ya Rab! Rahmetinin hakkı için, bizi zincirlere vurulmaktan ve Cehenneme atılmaktan muhafaza eyle! Nefislerimizi bizlere itaatkâr eyle! Akıbeti görmeyen kör hissiyatımızın gözünü aç. Bizler senin günahkâr kullarınız, bizleri af ve mağfiret eyle. Âmin…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu