İmam Ebu Yusuf “Allah göktedir.” demiş midir?
“Allah’ın Arş’a istivası” isimli eserimizin, 18. dersindeyiz. Bu dersimizde, Selefilerin İmam Ebu Yusuf hazretlerine attığı, bir iftirayı çürüteceğiz. Selefiler diyor ki: İmam Ebu Yusuf, Bişr-el Merîsî’yi, Allah’ın Arş’a oturmasını inkar ettiği için tövbe etmeye davet etmiştir.
Şimdi bu olayın aslını nakledelim de, bu Selefilerin ne kadar iftiracı olduğu anlaşılsın:
Bişr b. Velid-el Kindî, İmam Ebu Yusuf’a gelerek, “Sen bana Kelamla uğraşmayı yasaklıyorsun. Halbuki Bişr-el Merîsî ve Ali el-Ahvel Kelamla uğraşıyorlar.” dedi. Ebu Yusuf: “Onlar ne söylüyorlar?” diye sordu. Bişr b. Velid-el Kindî: “Onlar, ‘Allah her yerdedir.’ diyorlar.” dedi. Bu sefer İmam Ebu Yusuf: “Onları yanıma getir.” diye emretti. Onları getirmek üzere gidenler, bulundukları yere varınca, Bişr-el Merîsî kalkıp gitmiş idi. Bundan dolayı sadece, Ali el-Ahvel ile bir başka yaşlı kişiyi getirdiler. Ebu Yusuf yaşlı olana bakarak dedi ki: “Eğer sende bir parça edep görmemiş olsaydım, senin canını yakardım.” Ebu Yusuf, edebinden dolayı ona hapse attırdı. Ali el-Ahvel’e ise sopa vuruldu ve etrafta teşhir edildi. (Hafız Zehebi, el-Uluvv li’l Aliyyil’i Azim, Ümmü’l Kurra, sh. 181)
İşte olay bu… Bişr-el Merîsî ve Ali el-Ahvel “Allah her yerdedir.” diyordu. İmam Ebu Yusuf’un itirazı, onların bu sözünedir. Yani İmam Ebu Yusuf, Ali el-Ahvel’i, Allah’ın Arş’ta oturmasını inkar ettiği için değil, Allah’a mekan atfettiği için cezalandırıyor. Eğer o, “Allah Arş’tadır.” deseydi, Ebu Yusuf onu yine cezalandırırdı.
Bu nasıl kıt bir akıldır ki, İmam Ebu Yusuf, Ali el-Ahvel’i, “Allah her yerdedir.” dediği için cezalandırıyor. Selefiler bu olay üzerine diyor ki: Ali el-Ahvel, Allah’ın Arş’ta oturduğunu söyleseydi cezalandırılmazdı… Yahu bu nasıl bir niyet okumadır. İmam Ebu Yusuf, Allah’a mekan atfettiği için cezalandırdığı kişiyi; “Allah Arş’tadır.” deseydi, cezalandırmayacak mıydı?.. Allah’a mekan atfettikten sonra, ha “Arş’tadır” demişsin, ha “Her yerdedir.” demişsin, ne fark eder? Buradaki kusur ve kabahat, Allah’a mekan atfetmektir. Neresinin atfedildiğinin bir önemi yoktur.
Bişr-el Merîsî, “Âlâ ve esfel olan Allah’ı tesbih ederim.” diyordu. Bu sözünden anlaşılıyor ki, o, Allah’ın hem arşın üstünde, hem de diğer her yerde olduğuna inanıyordu. Ebu Yusuf ise, ne onun dediği gibi, Allah’ın zatıyla her yerde olduğuna inanıyor; ne de Selefilerin dediği gibi, Allah’ın Arş’ta olduğuna inanıyor. Onun itikadı, Ehli Sünnet itikadıdır ki, o da şudur: Allah mekandan münezzehtir. Maddeden münezzehtir. Cisim olmaktan münezzehtir. Oturmaktan kalkmaktan; gelmekten gitmekten; ve bunlar gibi beşeri bütün sıfatlardan münezzehtir…
Bundan önceki derslerimizde, Selefilerin İmam-ı Azam’a, İmam Malik’e, ve Ahmed İbni Hanbel’e attıkları iftiralardan bahsetmiştik. Bu dersimizde de, İmam Ebu Yusuf’a attıkları iftirayı gösterdik. Kardeşlerim bunların tek işi, alimlere iftira atmaktır. Onların hiç söylemedikleri sözleri, alakası olmayan olaylardan istinbat edip, onlara nispet ederler. Biz Selefilere diyoruz ki: Bırakın böyle niyet okumayı. Bize İmam-ı Azam’ın, İmam Malik’in, İbni Hanbel’in, İmam Ebu Yusuf’un, ve diğer Ehli Sünnet alimlerinin, açık bir sözünü getirin. Bu alimler onlarca kitap yazmış. Binlerce sayfa içinde, bu alimlerin açıkça, “Allah göktedir.” dedikleri bir sözü bize gösterin. Niçin bunu yapamıyorsunuz? Niçin bize tek bir satır gösteremiyorsunuz?… Hiç mümkün müdür ki, bu alimler Allah’ın gökte olduğuna inanacaklar da, bununla ilgili tek bir cümle yazmayacaklar. Bu mümkün müdür?.. Madem mümkün değildir, o halde haydi bize tek bir satır gösterin… eğer gösteremezseniz -ki asla gösteremezsiniz- siz dünyanın en yalancı, en müfteri insanlarısınız…
Kardeşlerim dersimizi burada tamamlayalım. Bir sonraki dersimizde görüşünceye kadar Allah’a emanet olun.