Mezhepler

Ayetlerin farklı anlamlara gelebilmesiyle oluşan ihtilaf: -Misal 6-

A- Fesubhanallah, ayetlerde ne hazinler varmış!

B- Hazineler var, ama bu hazinelerin anahtarları hakiki âlimlere verilmiş. Biz de onların eserlerini okuyarak onlar vasıtasıyla bir parça bu hazinelere ulaşıyoruz. Elhamdülillah! Şimdi sana başka bir örnek vereyim:

Maide suresi 6. ayet-i kerimde şöyle buyrulmuş: “Yahut kadınlara dokunmuşsanız ve su bulamıyorsanız temiz bir toprak ile teyemmüm edin.”

Bu ayetin tamamında abdesti bozan şeyler zikredilmekte ve abdest almak mümkün olmadığında teyemmüm edilmesi emredilmektedir. Biz sadece ayette geçen ve abdesti bozduğu bildirilen “kadınlara dokunmuşsanız” ibaresini inceleyeceğiz.

Hanefi mezhebinde kadına dokunmak abdesti bozmaz. Şafi mezhebinde ise bozar. Bu ihtilafın sebebi ayette geçen “kadınlara dokunmuşsanız” ibaresini anlamadaki farktır. Şöyle ki:

Ayette geçen (لَمْس) kelimesinin lügat manası “dokunmak” demektir. İmam Şafi Hazretleri bu kelimeyi lügat manası üzerine tefsir ederek kadına dokunulduğunda abdestin bozulacağını söylemiştir. Demek İmam Şafi’ye göre, ayette mecaz yoktur ve ibare kendi lügatı üzerine tefsir edilmiştir.

İmam-ı Âzam Hazretleri ise ayetteki (لَمْس) kelimesini “cima” yani “cinsel ilişki” ile tefsir etmiştir. Yani ibareyi mecaza hamletmiş ve şu delilleri getirmiştir:

İbni Abbas Hazretleri der ki: Allah-u Teâlâ hayâlı ve keremli olduğundan cimadan direk bahsetmemiş, dokunmak ifadesiyle kinaye yapmıştır.

Yine büyük Arap lügat âlimi İbni-s Sikkit Hazretleri şöyle der: Dokunmak manasındaki (لَمْس) kelimesi “kadınlar” ile birlikte kullanıldığında bununla cinsel ilişki kastedilir. Çünkü Araplar (لَمَسْتُ الْمَرْأَة) derken, “Kadınla cinsel ilişkide bulundum.” demek isterler. O hâlde bu ayet-i kerimede de mecazın kastedilmiş olması gerekmektedir ki, bu da  (لَمْس) ile cimanın anlatılmak istendiğidir.

İşte ayetteki (لَمْس) kelimesinin tefsirindeki ihtilaf hükmün ihtilafına sebep olmuştur. İmam Şafi kelimeyi lügat manasıyla tefsir ederken, İmam-ı Âzam Hazretleri mecaza hamletmiştir. Ayrıca her bir mezhep imamı görüşlerine hadislerden de deliller getirmiştir. Ancak bizler bu başlıkta sadece Kur’an’ı anlamadaki ihtilafı işlediğimizden meselenin hadis bölümüne geçmeyip sadece bir nükteyi beyanla yetineceğiz:

İmam-ı Âzam Hazretleri görüşüne delil olarak şu hadisi getirmiştir: Hz. Aişe Validemiz der ki: “Ben Resulullahın (s.a.v.) önünde uyurken ayaklarım onun kıble tarafına düşer. O secde ederken ayaklarıma dokununca ben hemen ayaklarımı toplar, kalktığında ise tekrar uzatırdım. O gün evlerde kandiller yoktu.”

İmam-ı Âzam Hazretleri bu hadisi delil göstererek der ki: Bu hadiste kadına dokunmanın abdesti bozmayacağına delil vardır. Zira Efendimiz (s.a.v.) namazda Hz. Aişe’ye dokunmuş ve namazına öylece devam etmiştir. Eğer kadına dokunmak abdesti bozsaydı Peygamberimizin namazının bozulması gerekirdi.

İmam Şafi hazretleri ise İmam-ı Âzam’ın bu deliline şöyle cevap verir: Mezkûr hadis dokunmanın abdesti bozmayacağına delalet etmez. Zira hadiste dokunmanın çıplak tene yapıldığına dair açık bir ifade yoktur. Muhtemeldir ki, Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Aişe’ye elbisesinin üzerinden dokunmuş ve abdesti bu sebeple bozulmamıştır.

Daha bunun gibi, her bir mezhep imamı kendi görüşüne ait birçok deliller sunmuş ve diğer görüşün delillerine cevap vermiştir. Hadisleri anlamadaki farklılığı daha sonra inceleyeceğimizden bu meseledeki Şafi ve Hanefilerin diğer delillerine geçmiyoruz.

Netice olarak deriz ki: “Kadına dokunmanın abdesti bozup bozmayacağı” konusunda sadece tek bir hükmün olmasını istemek ayetteki (لَمْس) kelimesinin bu iki vechini bilmemekten, Allah’ın kelamını beşer kelamı gibi tek manaya gelen bir kelam zannetmekten ve ihtilaftaki rahmeti anlayamamaktan dolayıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu