Teberrük

3- Kutsal vadi

Teberrükün caiz olduğuna dair göstereceğimiz Üçüncü Kur’an delili, Tâhâ suresinin 12. ayet-i kerimesidir. Bu ayet-i kerimede Rabbimiz, Hz. Musa’ya şöyle buyurmaktadır:

فَاخْلَعْ نَعْلَيْكَ  Ayakkabılarını çıkar  إِنَّكَ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًى  Çünkü sen mukaddes bir vadi olan Tuva’dasın.

Teberrükü inkâr edenler diyorlar ki: Eşya mukaddes olamaz, eşyaya saygı ve hürmet göstermek şirktir. Onlar böyle diyor, peki Kur’an Tuva hakkında ne diyor? Diyor ki, Tuva mukaddes bir vadidir.

Ve O vadiye karşı Hz. Musa’dan ne isteniyor? Ayakkabılarını çıkarması, yani oraya yalın ayak basması, ona hürmet ve saygı göstermesi isteniyor. Hani eşya mukaddes olmazdı ve hani eşyaya karşı hürmet göstermek şirkti!..

Sevgili kardeşlerim inanın, teberrükü inkâr edenlerin, Kur’an’la yakından uzaktan hiçbir alakası yoktur. Ve şuna inanın, zikrettiğimiz; “Ayakkabılarını çıkar, çünkü sen mukaddes bir vadi olan Tuva’dasın.” ayeti, ayet değil de hadis olsaydı, bunlar hemen inkâr ederler ve “Bu hadis uydurmadır!..” derlerdi. Ayet-i kerime açıkça, Tuva’nın mukaddes bir vadi olduğunu ve oraya ayakkabıyla basılamayacağını beyan etmiş.

Gerçi etmiş de ne olmuş, bu Vehhâbî zihniyet ayete bakar mı? Bakmaz…. Eğer baksaydı, Arafat’a gittiğimiz zaman, o içler acısı haleti görmezdik… Şimdi meselemizi sakal-ı şerif ziyaretine bağlayalım

Teberrükü inkâr edenlere şu soruyu soruyoruz:

Bir toprak parçası mukaddes olabiliyor bunu ayetten işitiyorsunuz. Ona ayakkabıyla basmak yasaklanıyor, yani ona karşı hürmet ve saygı isteniyor, bunu da ayetten işitiyorsunuz. Şimdi diyebilir misiniz ki, “Tuva da bir vadi, şu benim köydeki de bir vadi, ikisi de toprak, arada hiçbir fark yoktur.” Diyemezsin kardeşim!..

Evet ikisi de vadi, ikisi de toprak; ancak Allah birisine mukaddes demiş ve ayakkabıyla basmayı yasaklamış; diğerine ise bu rütbeyi vermemiş. O halde Tuva’ya saygı göstereceksin, değil kirletmek, ayakkabıyla bile basmayacaksın.

– Peki, bir toprak parçası izni ilahiyle mukaddes olabiliyor ve bu sayede diğer topraklardan ayrılabiliyorsa, Peygamber Efendimiz (asm)’in sakal-i şerifi niçin mukaddes olmasın ve diğer sakallardan niçin ayrılmasın?..

– Peygamberimiz (asm)’in mübarek sakalının, Allah katında bir toprak parçası kadar değeri yok mu?..

– Tuva’ya mukaddes deyip hürmet isteyen Rabbimizin, Peygamberimiz (asm)’in sakalını mukaddes kılması ve ona karşı hürmet istemesi akıldan çok mu uzaktır ki, bunu kabulde zorlanıyorsunuz?

Ne diyelim, Allah size akıl fikir versin. Ve Ümmet-i Muhammedi sizlerin şerrinden muhafaza etsin.

Kardeşlerim, meselenin kıyasını sizlerin tefekkür alemine bırakıyor ve teberrüke dair Üçüncü Kur’an delilimizi burada sonlandırıyoruz. Dördüncü delilimizde buluşuncaya kadar hepiniz Allah’a emanet olunuz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu