Teberrük

2- Hz. Yakup (as)’ın gömlekle teberrükü

Hz. Yakup (as)’ın Gömlekle Teberrükü, Yusuf suresi 93. ayet

Teberrükün caiz olduğuna dair göstereceğimiz İkinci Kur’an delili, Yusuf suresinin 93. ayet-i kerimesinde anlatılan hadisedir. Kıssanın özeti şu şekildedir:

Yakup (as), evladı olan Hz. Yusuf’tan ayrı kalmanın üzüntüsüyle görme yetisini kaybeder. Mısır’a aziz olan Hz. Yusuf, yıllar sonra kardeşlerini bulur ve babasının durumunu onlardan öğrenir. Bunun üzerine Hz. Yusuf, kardeşlerine şöyle der:

اِذْهَبُوا بِقَمِيصِي هَـذَا  Bu gömleğimi götürün فَأَلْقُوهُ عَلَى وَجْهِ أَبِي  Onu babamın yüzü üzerine koyun  يَأْتِ بَصِيرًا   Görmesi gelir. 

Hz. Yusuf’un kardeşleri gömleği alarak babalarına dönerler. Kur’an bu sahneyi şöyle anlatır:

فَلَمَّا أَن جَاء الْبَشِيرُ  Ne zaman ki müjdeci geldi  أَلْقَاهُ عَلَى وَجْهِهِ  Gömleği babasının yüzü üzerine koydu  فَارْتَدَّ بَصِيرًا Görmesi birden geri geldi.

Ayette açıkça gördüğünüz gibi, Hz. Yakup (as), Hz. Yusuf’un gömleğini teberrük niyetiyle yüzüne sürmüş ve bunun neticesinde şifa bulmuştur.

Şimdi, bu ayet-i kerimeler üzerinde biraz daha derinlemesine tahlil yapalım ve teberrükü inkâr edenlerin kör gözlerine bazı noktaları sokalım…

Hz. Yusuf, babasının âmâ olduğunu öğrenince ona gömleğini göndermiş ve gömleği yüzüne sürmesini istemiş. Başka bir ifadeyle: Hz. Yusuf babasından, şifa niyetiyle gömleğine tevessül etmesini istemiş. Gömleğini göndermesinin manası budur. Hz. Yakup da bunu kabul etmiş ve şifasına vesile olması niyetiyle Hz. Yusuf’un gömleğini tevessül ederek yüzüne sürmüştür.

Şimdi, teberrükü inkâr edenlere şu soruyu soruyoruz:

– Gömlekle, gözlerin açılması arasında fiziki bir bağ var mıdır? Hayır, hiçbir fiziki bağ yoktur! Yani gömlek, göze görme yetisini verebilecek bir kabiliyeti zatında taşımamaktadır. O halde Hz. Yusuf bu gömleği niçin göndermiştir? Gömleği göndereceğine, sadece ellerini açıp babası için dua etseydi ya! Niçin gömleği vesile yapıyor ve teberrük niyetiyle gönderiyor? Niçin babasından gömleğine tevessül etmesini istiyor?

Teberrük şirkse, Hz. Yusuf, babasını -hâşâ- şirke mi davet ediyor?… Peki ya Hz. Yakup (as)?.. O da gömleği alıp yüzüne sürüyor. Yani şifa niyetiyle gömleğe tevessül ediyor. Teberrük niyetiyle eşyaya müracaat caiz olmasaydı, Hz. Yakup (as) şöyle demez miydi: “Ben şifa için hiç bir şeye teberrükte bulunmam. Bu şirktir. Ben sadece dua ederim.” Bunun gibi şeyler demesi lazım gelmez miydi? Ama dememiş ve teberrük niyetiyle gömleğe tevessül etmiş. Demek teberrük caizdir.

Zaten Teberrük, neticeyi Cenab-ı Hakk’tan bilerek, bir eşyaya tevessül etmektir. Bu şuna benzer: Nasıl ki insan, bir doktora gider; onun doktora gitmesi, Allah’ın şifa vermesi için fiili bir duadır. Yine doktorun verdiği ilacı şifa niyetiyle içer; bu içiş, yine fiili bir duadır. Yani kişi ilacı içerken şöyle düşünür:

“Ya Rab! Şifa ancak senden gelir ve Şâfi ancak sensin. Doktora gitmem ve bu ilacı içmem, senin bana, sebeplere yapışmamı emretmenden dolayıdır. Ben doktora gitmekle ve bu ilacı içmekle ancak senin emrine uydum. Yoksa ne tabip ve ne de ilaç bana şifa vermekten acizdir. Şifa ancak senin hazinenden çıkar.”

İşte nasıl ki doktora giden ve ilacı içen böyle itikat ederse ve böyle itikat etmeliyse, Hz. Yakup da böyle itikad ederek teberrükte bulunmuş ve şöyle düşünmüştür:

“Ya Rab, gözümü kapatan sensin, onu açacak olan da ancak sensin. Dünyanın bütün tabipleri toplansa, senin iznin ve inayetin olmadan gözümü açamaz. Ben, katında makbul olan Hz. Yusuf’un gömleğine tevessül ediyor ve bu tevessülümle senden gözüme şifa vermeni istiyorum!..”

İşte Hz. Yakub’un niyeti de budur. Zira teberrük eden, bereketi, teberrük ettiği eşyadan bilmez. O eşyayı, ancak Allah’ın rahmetine bir perde ve bir vesile bilir. Zaten teberrükü inkâr edenlerin anlayamadığı şey de budur. Şimdi bu izahlardan sonra, teberrükü inkâr edenlere bazı sorular soralım

Teberrükü inkâr edenlere şu soruyu soruyoruz: Bir gömlek… bir bez parçası… Hz. Yusuf’un bedenine değmekle bir şeref kazanıyor ve gözün açılması gibi bir berekete vesile olabiliyor…

– Acaba Peygamber Efendimiz (asm)’in mübarek vücudundan kopan kılların, Hz. Yusuf’un gömleği kadar değeri yok mu?...

– Bir bez parçasını, Hz. Yusuf’un ihlası hürmetine şifaya vesile yapan Rabbimiz, Peygamberimizin sakal-ı şerifini, O’nun nübüvveti hürmetine, niçin rahmet ve bereketine vesile yapmasın?

– Bunları akıldan uzak görüp, sakal-ı şerif ziyaretine şirk demenizin sebebi nedir?..

Hem şunu da sormak istiyoruz:

– Bereketlenmek maksadıyla eşyaya hürmet göstermek şirkse, Hz. Yusuf gömleğini babasına ne diye gönderdi ve yüzüne sürmesini ne diye istedi? Haşa, Hz. Yusuf şirk olan bir ameli mi işledi?

– Ve Hz. Yakup gömleği yüzüne niçin sürdü? Niçin şifasına gömleği vesile yaptı?

– Eşyaya teberrük niyetiyle iltica etmek şirk olsaydı, Hz. Yakup gömleği yüzüne sürer miydi? Yoksa siz imanı ve tevhidi, Hz. Yusuf’tan ve Hz. Yakup’tan daha mı iyi biliyorsunuz?..

Hz. Yakub’un gömleği yüzüne sürmesiyle, bizlerin sakal-ı şerifi öpmemiz arasında ne fark vardır?… Arada hiç bir fark yoktur! Gömleğe tevessül caizse, sakal-ı şerife tevessül de caiz olmalıdır. Gömleğe tevessül caizdir; çünkü bu ameli Hz. Yusuf ve Hz. Yakup işlemişlerdir. Bu iki peygamberin şirk olan bir ameli işlemesi düşünülemez. Madem gömleğe tevessül caizdir; o halde sakal-ı şerif ziyareti de caiz olmalıdır.

Yok, sakal-ı şerif ziyaretine caiz değildir, derseniz; “Gömleği yüze sürmek de caiz değildir.” demek zorundasınız. Bunu dediğinizde de Hz. Yusuf ve Hz. Yakub’a şirki isnat etmek zorunda kalırsınız. İşte sizler için bir çıkmaz… Ne yapacaksınız?.. Ya sakal-ı şerif ziyaretini caiz kabul edeceksiniz ya da Allah’ın iki peygamberini şirke düşmekle itham edeceksiniz. Başka yolunuz yok…

Herhalde mesele iyice anlaşıldı, sözü daha fazla uzatmaya gerek yok. Teberrükün ve sakal-ı şerif ziyaretinin caiz olduğuna dair İkinci delilimizi burada noktalayalım ve şimdi Kur’an’dan Üçüncü delilimize geçelim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu