Tekfir

18. “Zina eden kişi zina ederken mümin değildir.” hadisinin izahı

Bu dersimizde tekfircilerin şu sözlerine cevap vereceğiz:

Onlar diyorlar ki: Hadis-i şeriflerde büyük günah işleyenlerin mümin olmadığı beyan buyrulmuş. Mesela şöyle denmiş:

لا يَزني الزَّاني حينَ يَزني وهوَ مؤمنٌ  Zina eden kişi zina ederken mümin değildir.

ولا يَسرقُ السارقُ حينَ يسرقُ وهوَ مؤمنٌ  Hırsızlık yapan kişi hırsızlık yaparken mümin değildir.

ولا يشربُ الخمرَ حينَ يشربُها وهوَ مؤمنٌ  Şarap içen kimse şarap içerken mümin değildir.

Bu ve benzeri hadislerde açık bir şekilde günah işleyenin mümin olmadığı beyan buyrulmuştur. Bu hadisler ispat eder ki büyük günah işleyen kâfir olur ve imandan çıkar.

İşte onlar böyle diyorlar. Şimdi bu hadislerin manasını izah edelim ve onların bu sözlerini çürütelim:

Bir hadis-i şerifte Peygamberimiz (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:

لا عَيْشَ إلاَّ عَيْشُ الآخِرَة  Ahiret hayatından başka hiçbir hayat yoktur. (Buhârî, 6413; Müslim 1805)

— Şimdi, bu hadis-i şeriften dünya hayatının olmadığı mı anlaşılır?

İyi de dünya hayatı var!

— Hadisi böyle anlarsak dünya hayatının varlığını neyle izah edeceğiz?

Peygamberimiz (a.s.m.), “Ahiret hayatından başka hiçbir hayat yoktur.” derken, dünya hayatını inkâr etmiyor; dünya hayatının kemalini inkâr ediyor, asıl ve kamil hayatın ahiret hayatı olduğunu söylüyor. Yani ahiret hayatıyla dünya hayatı kıyas edildiğinde dünya hayatı sanki yok hükmündedir. İşte Peygamberimiz (a.s.m.) bunu beyan ediyor. Bir şeyin kendisine yok demek farklıdır, kemalini reddetmek farklıdır.

Aynen bu misalde olduğu gibi, “Zina eden kişi zina ederken mümin değildir.” sözünün manası da “Kamil manada mümin değildir. İmanı kemalde değildir. Hakiki mümin değildir.” gibi manalardır. Peygamberimiz (a.s.m) zina edenin imanını inkâr etmiyor, imanının kemalini inkâr ediyor. İmanı yok kabul etmek farklıdır, imanın kemalini reddetmek farklıdır. Burada olan şey imanın kemalini reddetmektir.

Başka bir misal daha verelim:

Denilir ki:  لاَعِلْمَ إِلاَّ مَانُفِعَ  İlim ancak kendisinden faydalanılan şeydir.

Peki, şimdi soralım:

— Faydalanamadığımız bilgi ilim değil midir?

Elbette o da ilimdir lakin kamil ilim değildir. İlmin kendisi başkadır, kemali başkadır. Bir şeyin kemalini reddetmek kendisini reddetmek değildir.

Aynen bunun gibi, “Şarap içen kimse şarap içerken mümin değildir.” demek de “Bu kişi kâfirdir.” demek değildir. Bunun manası, “Kamil manada mümin değildir. İmanı kemalde değildir. Hakiki mümin değildir.” gibi manalardır.

Yine Peygamberimiz (a.s.m.)’ın “Şu işi yapan benden değildir.” sözü, “Benim hakiki ümmetim değildir. Bana hakikaten ümmet olsaydı bu işi yapmazdı.” manasındadır. Yoksa o kişinin kâfir olması manasında değildir.

Mesela Peygamberimiz (a.s.m.), “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” buyurmuştur. Bunun manası, “Komşusu açken tok yatan her kişi kâfir olur.” demek değildir. Bunun manası, “Bu kişi bizim gibi hakiki mümin değildir, imanı kemal bulmamıştır.” manasındadır.

Örnekleri çoğaltabiliriz ki biz bunu günlük hayatımızda da kullanıyoruz. Mesela yanlış teşhis koyan bir doktor hakkında “O, doktor değil.” dersiniz. Bu sözünüzle, “O kişinin doktor diploması yok. Tıp okumamış.” manasını kastetmezsiniz. Kastettiğiniz şey o kişinin iyi bir doktor olmadığıdır.

Bu sözü yanlış yapan her meslek erbabı için söylersiniz. Hatta sizi aldatan kişi hakkında, “O, adam değil.” dersiniz. Bu sözünüzle o kişinin insan olduğunu reddetmezsiniz. Söylemek istediğiniz şey o kişinin insan-ı kamil olmadığıdır. Evet, insandır ama insan-ı kamil değildir.

İşte Peygamberimiz (a.s.m.)’ın da “Mümin değildir, bizden değildir.” gibi sözleri, “Güzel mümin değildir, bizim gibi hakiki mümin değildir.” manasındadır. Yoksa o kişinin kâfir olduğu manasında değildir. Bir şeyin kendini yok saymak farklıdır, kemalini yok saymak farklıdır. Mezkûr hadislerde yok sayılan şey imanın kemalidir, kendisi değildir.

Herhâlde mesele anlaşılmıştır. Daha fazla örnek vermeye ihtiyaç yoktur.

Bu dersimiz tekfir konusunun son dersiydi. Rabbimize hamdüsena olsun, bir imani eseri daha bizlere tamamlattı. Aslında bu konuda söylenecek daha çok söz var. Ama işin ince detayı sizleri sıkar. Sizleri sıkmamak için o ince detaya girmeyip bu kadarla iktifa ediyoruz.

Rabbim bizleri iman hizmetinden ayırmasın. Bu eseri benim ve halisane bu dersleri okuyanların günahlarına kefaret yapsın. Bizi kendine kul, Habibine ümmet eylesin. Âmin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu