13. Büyük günah işleyenin kâfir olmadığına dair ON İKİNCİ delil
Büyük günah işleyenin küfre girmeyeceğine ve kâfir olmayacağına dair on ikinci delilimiz Tevbe suresinin 38. ayetidir. Bu ayet-i kerimede şöyle buyrulmuş:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَا لَكُمْ إِذَا قِيلَ لَكُمُ انفِرُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ اثَّاقَلْتُمْ إِلَى الأَرْضِ أَرَضِيتُم بِالْحَيَاةِ الدُّنْيَا مِنَ الآخِرَةِ فَمَا مَتَاعُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا فِي الآخِرَةِ إِلاَّ قَلِيلٌ
Ey iman edenler! Size ne oldu ki “Allah yolunda cihada çıkın.” denilince yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatına mı razı oldunuz? Hâlbuki dünya hayatının faydası ahirete kıyasla pek azdır. (Tevbe 38)
Bu ayet-i kerime, İbni Abbas Hazretlerinin beyanına göre, Tebük Savaşı hakkında nazil olmuştur. Şöyle ki:
Peygamberimiz (a.s.m.) Taif’ten dönünce, Bizans ile cihad edilmesini emretti. O vakit sıcağın çok şiddetli olduğu bir vakitti. Medine’deki meyvelerin gelişip olgunlaştığı hasat mevsimiydi. Gidilecek mesafe çok uzaktı ve diğer savaşlar için yapılan hazırlıktan daha fazla hazırlık yapmaya ihtiyaç vardı. Bizans ordusu da çok kalabalıktı.
Bu gibi sebeplerden dolayı bazı sahabeler Bizans ile savaşmayı gözlerinde büyüttüler ve savaşa gitmek istemediler. Bazıları da savaşa gitmedi. Bu hadise üzerine mezkûr ayet-i kerime nazil oldu.
Şu noktaya dikkat çekmek istiyoruz: Allahu Teâlâ savaşa gitmek istemeyen ve Peygamberimiz (a.s.m.)’ın “Cihada çıkın.” emrine muhalefet eden bu kişilere “Ey iman edenler!” diye seslenmiştir.
Şimdi şöyle bir tahlil yapalım:
— Allah’ın hitap ettiği bu kişiler mümin midir değil midir?
Elbette mümindir. Bunun delili, Allah’ın onlara “Ey iman edenler!” diye seslenmesidir. Eğer mümin olmasalardı bu hitaba mazhar olmazlardı.
— Cihad onlara farz mıydı değil miydi?
Elbette farzdı. Zira farz olmasaydı onlar cihadı terk ettikleri için böyle azarlanmazdı. Yine onların bu ameli, “Yeryüzüne çakılıp kalmakla” ifade edilmezdi.
Bakın, Peygamberimiz (a.s.m.)’ın “Cihada çıkın.” emrine muhalefet eden ve farz cihadı terk edenlere Allahu Teâlâ “Ey iman edenler!” diye hitap ediyor ve onların imanını tescil ediyor.
İşte Allahu Teâlâ’nın bu hitabı ispat eder ki bir farzı terk etmek ve büyük günah işlemek kişiyi imandan çıkarmaz. Eğer günah işlemek kişiyi imandan çıkarsaydı, cihadı terk eden ve Peygamberimize muhalefet eden bu kişilerin kâfir olması lazım gelirdi. Bu durumda da Allah onlara “Ey iman edenler!” diye hitap etmezdi. Ama Allah böyle hitap etmiş. Madem böyle hitap etmiş, o hâlde onlar mümindir; farzı terk etmeleri onları imandan çıkarmamış ve kâfir yapmamıştır. Bu da ispat eder ki büyük günah işlemek ve bir farzı terk etmek kişiyi imandan çıkarmaz.
Ancak şunu yine hatırlatalım: Sakın bu sohbetimizden “günahı hafife alma” dersini çıkarmayın. Günahın ve farzları terk etmenin çok büyük neticeleri vardır. Kişiyi kâfir yapmasa da Allah’ın gazabını celbeder, cehenneme girmesine sebep olur ve kişiyi Allah’ın rahmetinden mahrum eder. Daha bunlar gibi birçok kötülüğü vardır. Konumuz günahın çirkinliği olmadığı için işin bu kısmına girmiyoruz. Bu noktayı unutmayın!