16- Kurban vacip mi sünnet mi içtihatlar neden farklı?
AYETLERİN FARKLI ANLAMLARA GELEBİLMESİ SEBEBİYLE OLUŞAN İHTİLAF
- MİSAL
Genellikle gençler şu soruyu sormaktadır: “Kur’an aynı, ayet aynı; peki neden hükümler farklı?”
Bu sorunun cevabı, ayetlerin çok anlamlı yapısında gizlidir. Şimdi, ayetlerin farklı anlamlara gelebilme özelliğinden doğan bir ihtilafa örnek vereceğiz. Böylece, ihtilafın bir sapma değil; aynı kaynaktan doğan farklı hikmet yolları olduğu daha derinden anlaşılmış olsun.
اِنَّٓا اَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَۜ
Muhakkak biz sana Kevser’i verdik
فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْۜ
Öyleyse Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. (Kevser 1-2)
Mesele şu: Kurban kesmek,
- Hanefi’ye göre vacip,
- Şafi’ye göre sünnet.
E peki şimdi gençler soruyor: “Hocam bu nasıl iş ya! Kur’an aynı, ayet aynı, nasıl biri ‘mecbur’, biri ‘isteğe bağlı’ diyebiliyor?” bir vacip biri sünnet diyor? Şimdi bu ayetin muhatabı kim? İmam-ı Azam diyor ki:
İlk ayet (اِنَّٓا اَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَۜMuhakkak biz sana Kevser’i verdik) Peygamberimize.
Ama ikinci ayet (فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْۜ) ümmete hitap ediyor.
Yani: “Ey ümmet! Namaz kılın, kurban kesin!” O yüzden kurban kesmek vaciptir.
Buradaki namaz; ümmete emredilen beş vakit namazdır. Kurban kesme emri de bu ümmetin bizzat kendisine yapılmıştır. Dolayısıyla kurban kesmek vaciptir.
İmam Şafi ve İmameyn diyor ki: Ayetin tamamı Peygamber Efendimize hitap ediyor. O zaman kurban emri Efendimize farz, bize ise sadece onun yolundan gitmek suretiyle sünnet. Buradaki namaz; beş vakit namaz olmayıp, gece namazıdır. Zira gece namazı peygamberimize farz idi. Ayetteki “Kurban kes” emri de bizzat peygamberimize yapılmış, kurban kesmek sadece efendimize farz edilmiştir. Ümmete ise, peygamberimize tabi olması cihetiyle sünnettir.
Şimdi Şöyle Düşün: Ayetin muhatabının Efendimiz mi yoksa ümmet mi olduğu kesin midir?
Hayır. Çünkü ayet buna açık kapı bırakmış.
İşte bu “ihtimal” alanına “içtihat” girer. İki ihtimal de doğru olabilir. Çünkü kelam-ı ezeli, beşer sözü değil ki tek manaya sıkışsın!
Kur’an’ın kelimeleri çok anlamlı, yani çok şeritli otoban gibi. Her müctehid, o otobanın kendi şeridinden gidiyor. Hepsi aynı istikamete çıkıyor ama yol farklı.
Kur’an bir gökkuşağı gibi, sen sarısını görürsün, ben yeşilini… Bir başkası hepsini görür ama sadece birini uygular. Ve mezhep imamları, bu gökkuşağından farklı renkteki hikmetleri görüp hüküm çıkarmışlardır.
Kurban bir ibadettir ➤ bunda hiç ihtilaf yok!
İhtilaf sadece: Farz mı? Vacip mi? Sünnet mi?
Bu da ayet çok anlamlı olduğu için doğal. Kim “ya birine vacip, birine sünnet nasıl olur?” diyorsa; Allah’ın kelamını gazete manşeti gibi zannediyor. Kur’an’ı WhatsApp mesajı gibi kısa ve tek yönlü sanıyor. Kelam-ı ezeliyi beşer kelamına benzetiyor.
“Tek mezhep olsun, tek hüküm olsun” demek; Kur’an’ın bu zenginliğini fakirleştirmektir. “Her mezhep, Kur’an’daki başka bir cevheri parlatmıştır.” demek; gerçek anlamda Kur’an’a teslimiyettir.