Kur’an’ın kulağa hoş gelmesi, Allah’ın kelamı olduğuna delildir.
Kur’an her kulağa hoş geliyor. Hatta en hastalıklı, az bir sözden rahatsız olan bir kulağa bile nahoş gelmiyor, hoş geliyor. O hasta, Kur’an’ı dinlerken teneffüs ediyor.
Hastalara böyle hoş geldiği gibi ölüm sekeratında olanın damağına da şerbet gibi oluyor, ona da leziz geliyor.
Hatta birçok kişi, Kur’an’ı dinlerken aldığı manevî lezzetten Müslüman olmuş ve bu kelamın dinlenmesindeki lezzete şahit olmuştur.
Bu lezzet, beşerin hiçbir sözünde yoktur. Hatta yüzlerce çalgı aleti ile çalınan şarkıları dinlemek bile kısa bir müddet sonra bıkkınlık veriyor. Kulak artık o sözleri duymaktan hoşlanmıyor.
Hâlbuki Kur’an’ın o sadeliği ile birlikte, dinlenmesi, insanı hiç mi hiç bıktırmıyor.
Hâşâ, eğer Kur’an bir beşer sözü olsaydı, beşer sözünün özelliği olan, “çok dinlemenin bıktırması” Kur’an’da da gözükecekti.
Madem dost ve düşmanın şehadetiyle gözükmemiş ve bıkkınlık yok ve dinlemekteki lezzet devam ediyor o halde Kur’an beşer sözü olamaz; ancak ezel ve ebed sultanı olan Allah’ın sözüdür.