8. Delil: Mü’minun suresi 99 ve 100. Ayetler
Kabir hayatının hak olduğuna dair göstereceğimiz Sekizinci Delil, Mü’minun suresinin 99 ve 100. ayetidir. Bu ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:
حَتَّى إِذَا جَاءَ أَحَدَهُمُ الْمَوْتُ Nihayet onlardan birine ölüm gelip çattığında قَالَ رَبِّ ارْجِعُونِ der ki, Rabbim beni (dünyaya) geri gönder لَعَلِّي أَعْمَلُ صَالِحًا فِيمَا تَرَكْتُ Ta ki boşa geçirdiğim dünyada iyi işler yapayım كَلاَّ Hayır!
Allah onların bu istediğine “hayır” diyerek cevap verir:
إِنَّهَا كَلِمَةٌ هُوَ قَائِلُهَا Bu onun ağzından çıkan (boş) bir laftan ibarettir وَمِنْ وَرَائِهِمْ بَرْزَخٌ إِلَى يَوْمِ يُبْعَثُونَ Onların önünde yeniden dirilecekleri güne kadar berzah vardır.
Şimdi bu ayet-i kerimeyi tahlil edelim. Bizim üzerinde duracağımız kısım ayetin şu bölümü: Onların önünde yeniden dirilecekleri güne kadar berzah vardır. İşte ayetin bu kısmında geçen berzah tabiri, berzah hayatına işarettir.
“Berzah” kelimesi, aslında iki şey arasındaki engel veya vasıta anlamına gelir. İki şey ve iki konak arasında bulunan hususa da “berzah” derler. Mesela, iki deniz arasında bulunan kara parçasına “berzah” denir. Yine tatlı ve tuzlu su arasında bulunup bu ikisinin karışmasına engel olan sınırın adı da berzahtır. Ayette geçen berzahtan murad ise, dünya ile ahiret arasında bulunan âlemdir. Şu anda Berzah Âlemi mevcuttur ve ölen kimseler bu âlemde bulunmaktadırrlar.
Tefsirini yaptığımız ayet-i kerimede geçen “berzah” hakkında Ebu Sahr Hazretleri şöyle der:
“Berzah, kabirlerdir. Onlar ne bu dünyada ne de ahirettedirler. Onlar diriltilecekleri güne kadar burada kalacaklardır. ‘Onların önünde yeniden dirilecekleri güne kadar berzah vardır.’ ayetinde, zalim olarak ölen bu kişilere Berzah azabı ile bir tehdit vardır.”
Hz. Aişe de bu ayetin tefsirinde şöyle demiştir:
“Kabir ehlinden günahkâr olanlara yazıklar olsun. Kabirlerinde onların yanına simsiyah yılanlar girer. Bir yılan başucunda, bir yılan ayakucundadır. Ortasından bir araya gelinceye kadar onu kemirirler. İşte Allah Teâlâ’nın: ‘Tekrar diriltilecekleri güne kadar önlerinde onları geriye dönmekten alıkoyan bir berzah vardır.’ ayetinde buyurduğu berzahtaki azap budur.”
Yine Muhammed İbni Ebu Hatim’in Ebu Hüreyre Hazretlerinden rivayet ettiğine göre; O, şöyle demiştir:
“Kâfir kabrine konulduğu vakit cehennemde oturacağı yeri görür ve: ‘Rabbim, beni geri çevir ki tövbe edeyim ve salih amel işleyeyim.’ der. Ona: ‘Yaşatılmış olduğun sürece sana ömür verilmişti, yaşamıştın.’ denilir. Kabri onun üzerine daraltılır. O, yılan veya akrep sokmuş kimse gibidir. Uyur ve korkar. Yeryüzünün haşeratı, yılanları ve akrepleri ona yönelirler.”
Daha bu konuda söylenmiş çok sözler vardır. Tamamını burada nakletmemiz mümkün değil. Diğer izahları ve berzah âleminin mahiyetini merak ediyorsanız, tefsir kitaplarına müracaat edebilirsiniz.
Delilimizi bir daha toplamak istiyorum:
Tefsirini yaptığımız ayet-i kerimede, onların önlerinde dirilme gününe kadar berzah olduğu açıkça zikredilmiştir. Ayette geçen “berzah”, bütün müfessirlerin izahıyla berzah âlemidir. Ölen ruhlar, kıyamet kopuncaya kadar burada kalırlar. Burada mükâfat veya azap görürler.
Bu makamda kabir hayatını inkar edenler şöyle diyebilirler:
– İyi ama, “berzah” kelimesini başka bir şeyle izah edemez miyiz? Mesela, dünyaya geri dönüşü engelleyen bir perdedir, diyemez miyiz?
Onların bu sözüne cevaben deriz ki:
Bizler Kur’an’ı kendi reyimiz ve görüşümüzle nasıl tefsir ederiz? Peygamber Efendimiz (asm)’in: “Kur’an’ı kendi reyiyle tefsir eden cehennemdeki yerini hazırlasın.” hadisi karşısında buna nasıl cesaret ederiz? Bizim yapacağımız şey, Kur’an’ı hadis ve diğer ayetlerin ışığında tefsir eden müfessir ve âlimlerin görüşlerinden istifade etmek ve cumhurun görüşene tabi olmaktır. Zaten sizin probleminiz, ayetleri nefsinizin arzusuna göre izah etmek ve aklınıza gelen manayı ayete vermektir. Hatta bu manada, “Hiç kaynak kullanmadan Kur’an’ı tefsir ettim.” diyenler bile türemiştir. Onun kaynak kullanmadığını söylemesi, “uydurdum” demesiyle aynı şeydir.
Sözün özü: Ayet-i kerimede zikri geçen berzah, bütün alemlerin ittifakıyla berzah âlemidir. Kıyamete kadar ruhlar burada beklerler. Bu da kabir hayatını inkar edenlerin: “Kıyamete kadar ceza ve mükâfat yoktur. Ruhlar öylece ölüdür.” sözünüzü çürütür ve kabir hayatını ispat eder.
Sevgili kardeşlerim, kabir hayatının varlığına dair Sekizinci Delilimizi burada sonlandıralım. Bir sonraki derste Dokuzuncu Delili işleyeceğiz.