25. Bölüm: 15. Soru-Cevap
Sevgili kardeşlerim, şefaate dair eserimizin bu Yirmi Beşinci Bölümünde, “Şefaat Ya Resulallah!” demek caiz midir, meselesini izah edeceğiz. Bazı kimseler şöyle demektedir:
– Peygamberimizin şefaati haktır. Ancak “Şefaat Ya Resulallah!” diyerek şefaati Peygamberimizden istemek şirktir. Şefaat Allah’tan istenmeli ve “Ey Allah’ım, Peygamberimizi hakkımızda şefaatçi kıl.” denmelidir.
Bu da bir şey… Hiç değilse, Peygamberimiz (asm)’in şefaatinin hak olduğuna kadar geldiler. Eğer bizi dikkatle dinlerlerse “Şefaat Ya Resulallah!” demenin caiz olduğunu da kabul ederler.
İlk önce, “Şefaat Ya Resulallah!” sözünün manasına bakalım.
“Şefaat Ya Resulallah!” demek, “Ey Allah’ın Resulü, benim affım için Allah’a dua et, niyazda bulun.” demektir. Yoksa “Ey Allah’ın Resulü, Allah beni cehenneme attı, gel Allah’ın izni hatta haberi olmadan beni kurtar.” demek değildir.
Maalesef şefaat inkarcıları, bizim şefaate böyle inandığımızı söyleyip bize iftira ediyorlar. Biz şuna inanıyoruz: Allah bir kimsenin cehennemde kalmasını murad ederse, onu cehennemden kurtaracak kimse yoktur. Peygamberimiz (asm)’den şefaat istemek, affımız için Allah’a dua etmesini istemek demektir. Şefaat istemenin manası budur.
Bu girişten sonra, “Şefaat Ya Resulallah!” demek caiz midir, değil midir meselesine bakalım. Burada üç mesele vardır:
“Şefaat Ya Resulallah!” sözündeki üç mesele şudur:
1. Peygamberimiz (asm)’den şefaat istenir mi?
2. Peygamberimiz (asm) vefat etmiş iken, kendisine “Ya” diye nida edilir mi?
3. Peygamberimiz (asm) ölmüş iken, bizim sesimizi duyup, bizim için Allah’tan af dileyebilir mi?
Birinci meselede şöyle deriz: Sahabeler Peygamberimiz (asm)’den şefaat istemişlerdir. O halde Peygamberimiz’den şefaat istemek caizdir. Çünkü sahabeler caiz olmayan bir şeyi yapmazlardı; faraza yapsalar da Peygamberimiz onları uyarırdı. Madem sahabeler istemiş ve madem Peygamberimiz onları uyarmamış; o halde bu meselenin caiz olması gerekir.
Bu meselenin delillerini bir önceki derste anlatmıştık. Delilleri öğrenmek isteyenler Yirmi Dördüncü Bölümü tekrar gözden geçirebilirler. Dersimizi uzatmamak için bu bahsi ilgili bölüme havale ediyoruz.
İkinci mesele olan, “Peygamberimiz vefat etmiş iken kendisine ‘Ya’ diye nida edilir mi?” meselesinde şöyle deriz:
Peygamberimiz vefat etmiş olsa da kendisine “Ya” diye nida edilebilir. Delilimiz, her namazda okuduğumuz Tahiyyat duasıdır. Tahiyyatta اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِيُّ Ey Nebi, selam üzerine olsun, diyerek günde yirmiden fazla selam veriyoruz. Yani Peygamberimize “Ey” diyerek nida ediyoruz. Eğer Peygamberimizin ölümünden sonra kendisine “Ey” denilerek nida etmek şirk olsaydı, herhalde namazda bu şekilde selam vermemiz emredilmezdi. Namaz kılan herkes “Ey Nebi” diyerek selam verdiğine göre, “Ya Resulallah” demek caiz olmalıdır. Herhalde bu meselede daha fazla delil sunmaya gerek de yoktur. Bu sebeple asıl mesele olan Üçüncü meselemize geçelim.
“Şefaat Ya Resulallah!” sözüne, bir kısım insanlar şöyle diyerek karşı çıkıyorlar:
– Allah’ın Resulü ölmüştür. Hadi kabrinin yanında olsanız belki sesinizi işitir. Ama siz burada, o başka bir yerde iken sesinizi nasıl işitecek?..
Bu soruya cevabımıza şudur:
Allah’ın kudreti işittirmeye kafi değil midir? Şu hadis-i şerifleri de meselemize delil yapıyoruz:
Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur:
“Günlerinizin en üstünü cuma günüdür. O gün bana çok salât ve selam getirin. Çünkü sizin salât ve selamlarınız bana sunulur.” Şöyle sordular: “Ey Allah’ın Resulü, sen ölüp de senden bir iz kalmadıktan sonra, salât ve selamlarımız sana nasıl sunulur?” Peygamberimiz buyurdu ki: “Allah peygamberlerin cesetlerini çürütmeyi toprağa yasaklamıştır.” (Ebû Davud, Salât: 201)
Başka bir hadislerinde de şöyle buyurmuştur:
“Kabrimi bayram yerine çevirmeyin. Bana salât ve selam edin. Çünkü nerede olsanız salât ve selamınız bana ulaşır.”(Ebû Davud, Menâsik: 97)
Yine başka bir hadislerinde şöyle buyurmuşlardır:
“Yeryüzünde Allah’ın seyyah melekleri vardır. Ümmetimin selâmlarını bana ulaştırırlar.” (Müstedrek, 2:456, no. 3576)
Bu hadisler, selam ve salavatlarımızın Peygamberimiz (asm)’e ulaştırıldığını bildirmektedir. O halde “Şefaat Ya Resulallah”sözümüz de Peygamberimize ulaştırılmaktadır.
Ayrıca Peygamberimiz (asm)’in ümmeti için dua ettiğini beyan eden şu hadisi de hatırlatmak istiyoruz:
Bekr b. Abdullah’tan rivayet edilen hadis-i şerifte Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
“Benim hayatım sizler için hayırlıdır. Siz bize anlatırsınız biz de size anlatırız. Öldüğüm zaman ölümüm de sizler için hayırlıdır. Amelleriniz bana arz olunur. Hayrı görürsem hamd ederim, şerri görürsem sizler için Allah’tan mağfiret dilerim.”
Bu hadisi İbni Hacer, Heysemi ve İmam Suyuti gibi zatlar nakletmişlerdir. Hadis-i şerifteki, وَاِنْ رَأَيْتُ شَرًّا اِسْتَغْفَرْتُ اللهَ لَكُمْ Eğer şerri görürsem sizler için Allah’tan mağfiret dilerim, ifadesi, peygamberlerin ölü de olsalar dua ettiklerine delildir.
Sözün özü: Madem salavat ve selamlarımız Peygamberimiz (asm)’e ulaştırılıyor ve madem Peygamberimiz ümmeti için dua ediyor, o halde ondan şefaat talep etmek, yani affımız için dua etmesini istemek güzeldir. Bu isteği de “Şefaat Ya Resulallah” diyerek yapabiliriz. Sesimizi Ona ulaştıracak olan Allah’tır. Bu, Allah’ın kudretine çok kolaydır.
“Şefaat Ya Resulallah.” sözüne şirk diyenlerden biri de Bayraktar Bayraklı‘dır. Bu cevabımızı ona da atfediyor ve sizleri bu kişinin sohbetlerini dinlememe ve kitaplarını okumama hususunda uyarıyoruz.
Sevgili kardeşlerim, bu bahse burada noktayı koyalım ve şimdi şefaati inkar edenlerin bir başka sözüne geçelim.