Arşa İstiva

11- Miracı Allah’ın gökte olduğu delil yapanlara cevap!

Abdurrahman Bahadır

Bu dersimizde şu sorunun cevabını vereceğiz:

— Peygamberimiz (a.s.m.) miraçta göklere çıkmış ve Allah’ı görmüştür. Bu, Allah’ın gökte olduğunu ispat etmez mi?

Cevaben deriz ki: Soru sahibi miracı şöyle zannediyor: Allahu Teâlâ gökte ve Peygamberimiz (a.s.m.) gökyüzüne Allah’ı görmeye gitti.

Bu zan yanlıştır. Evet, Peygamberimiz (a.s.m.) Allah’ı görmüştür. Ancak miraç sadece Allah’ı görmek için yapılan bir seyahat değildir.

Miracın sebeb-i hikmeti şudur: Allahu Teala kudretini ve azametini, haşmetini ve kibriyasını, izzetini ve celalini, rahmetini ve cemalini göstermek için Peygamberimiz (a.s.m.)’a bu seyahati yaptırmış ve kudretinin eserlerini ona temaşa ettirmiştir. Ta bize dönüp o kudreti ve azameti tarif etsin, o haşmeti ve kibriyayı bildirsin, o izzeti ve celali tavsif etsin, o rahmeti ve cemali ilan etsin. Bununla da bizleri ibadete ve itaate sevk etsin…

Miracın bunlar gibi çok hikmetleri vardır ki Üstad Bediüzzaman Hazretleri bu hikmetleri 31. Söz namıyla meşhur “Miraç Risalesi”nde izah etmiştir. Orada beyan edilen bütün hikmetleri bir derste anlatmak mümkün değildir. Belki bir nebze anlatmak için 20-30 derse ihtiyaç vardır. Miracın manasını ve hikmetini merak edenleri ilgili esere havale ediyoruz.

Peygamberimiz (a.s.m.) bu gibi hikmetler için gökyüzüne çıkartıldığında Allahu Teâlâ ona orada tecelli etmiştir. Allah’ın semada Peygamberimize tecelli etmesi farklıdır, Allah’ın semada olması farklıdır. Meseleyi bir ayetle izah ettiğimizde daha iyi anlaşılacaktır:

Kur’an’ın beyanıyla, Hazreti Musa (a.s.) Allah’ı görmek istemiştir. Cenab-ı Hak Hazreti Musa’nın bu isteğine cevaben, “Benim tecelli ettiğim dağ yerinde durabilirse sen de beni görebilirsin.” (Araf 143) buyurmuş ve zatının görülmesini dağın yerinde durabilme şartına bağlamıştır. Daha sonra Allahu Teâlâ dağa tecelli etmiş ve dağ paramparça olmuştur. Bu manayı Kur’an şöyle beyan eder:

فَلَمَّا تَجَلَّى رَبُّهُ لِلْجَبَلِ جَعَلَهُ دَكًّا  Rabbi dağa tecelli edince onu paramparça etti. (A’raf 143)

Ayet-i kerimede beyan edilen, Allah’ın dağa tecelli etmesi bir nevi ru’yet yani görmedir. Dağ bir nevi hayata ve görme kabiliyetine nail olmuş, Allah’ı görme şerefine kavuşmuş fakat bunun azamet-i tesiriyle parçalanmıştır.

Bakın, Allah’ın dağa tecelli etmesi farklıdır, dağda olması farklıdır. Evet, Allah dağa tecelli etmiştir lakin asla dağda değildir. Allah mekândan münezzehtir.

Aynen bunun gibi, Allahu Teâlâ Peygamberimiz (a.s.m.)’a semada tecelli etmiş ve ru’yetine mazhar kılmıştır. Ancak Allah semada değildir.

Dolayısıyla Peygamberimiz (a.s.m.)’ın miraçta Allah’ı görmesi, Allah’ın semada olduğunu göstermez. Sadece Allah’ın Peygamberimize semada göründüğünü gösterir. Allah cennet ehline de cennette görünecektir. Şimdi, Allah cennette mi olacak? Hayır, haşa ve kella!

Allah’ın mekândan münezzeh olmasını daha önceki derslerde onlarca delille ispat ettiğimizden burada bu bahsi açmıyoruz.

Bu dersi şu cümle için yaptık: Semada olmak farklıdır, bir kuluna semada tecelli etmek farklıdır. Allah semada değildir. Sadece has bir kuluna semada tecelli etmiş ve ru’yetine mazhar kılmıştır. Dağa tecelli ettiği gibi ve ehl-i cennete cennette tecelli edeceği gibi…

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu