Kuran'ın Gaybi Haberleri

Haman ve eski mısır yazıtları

Firavun dedi ki: “Ey önde gelenler, sizin için benden başka İlah olduğunu bilmiyorum. Ey Hâman, çamurun üstünde bir ateş yak da bana yüksekçe bir kule inşa et, belki Musa’nın İlahına çıkarım. Çünkü gerçekten ben onu yalancılardan biri sanıyorum.” (Kasas Suresi:38)

Hâman ismi, bu ayet-i kerime ile birlikte Kur’an’da 6 yerde geçmektedir: Kasas suresi 6. ve 8. ayetlerde; Ankebut suresi 39. ayette; Mümin suresi 24. ve 26. ayetlerde yine Hâman’dan bahsedilmekte ve Hâman’ın Firavun’un veziri olduğu haber verilmektedir.

Acaba Hâman isminde birisi yaşamış mıdır? Ve bu kişinin Firavun ile bir ilgisi var mıdır? Bu konuda tarih kitapları ne diyor?

Eski Mısırlıların kelimeleri yazmak için kullandıkları işaretlere “hiyeroglif” denir. Eski Mısırlılar, Hititler, Maya ve Aztekler hiyeroglif yazısını kullanırlardı. Hiyeroglif yazısı çeşitli yaratık ve eşyalarla ilgili düşünceleri temsil eden ilkel resim ve işaretlerden meydana gelen bir yazıdır. Resimlere uygun manalar verilmeye çalışılmasına rağmen, hiyeroglifi çok karmaşık bir yazıdır.

Mısırın tarihi ve dili Roma İmparatorluğunun işgali esnasında tümüyle değişmiştir. Hıristiyanlığı resmi din olarak kabul eden Roma, putperest olduğunu düşündükleri Eski Mısır dinine karşı yasaklayıcı bir tavır aldı. Mısır tapınaklarını yıkıp, kitabeleri söktüler. Hiyeroglif yazısının kullanılmasını yasakladılar. M.S 300’lerden sonra Hiyeroglif yazısı unutuldu ve yeryüzünde bu yazıyı okuyabilen kimse kalmadı. 18. yüzyıla kadar bu böyle sürdü. Bu dili bilen olmadığı için Mısır papirüslerinde ve yazıtlarında neler yazdığı hiç kimse tarafından bilinemiyordu. Bu durum 1799’da Mısır’ı işgal eden Fransız ordusundaki bir askerin, kendine siper kazarken bulduğu Rosetta Stone isimli bir yazıtla değişti. Bu yazıtı diğer yazıtlardan ayıran özellik, aynı metnin hem Hiyeroglif, hem demotik hem de Yunanca olarak yazılmış olmasıydı. Yunanca bilinen bir dil olduğu için buna bakılarak Hiyeroglif yazısı Jean Françoise Champollion adlı bir Fransız tarafından çözüldü. Bu şekilde Eski Mısır dolayısıyla Firavun hakkında birçok şey öğrenilebildi.

Hiyeroglif yazısının çözümüyle konumuzu ilgilendiren çok önemli bir bilgiye ulaşılmış oldu. “Haman” ismi gerçekten de Mısır yazıtlarında geçiyordu. Viyana’daki Hof Müzesi’nde bulunan bir anıt üzerinde bu isimden söz ediliyordu. Aynı yazıtta Haman’ın Firavun’a olan yakınlığı da vurgulanıyordu.

Antik Mısır kültürü ve tarihini incelemiş ve yazdığı eserler Atlas başyapıtı olarak kabul edilmiş Alman bilim adamı Walter Wreszinski, Hof müzesinde sergilenen bir anıt üzerinde Haman isminin geçtiğinden ve aynı yazıtta Haman’ın Firavun’a olan yakınlığından bahsedildiğini eserinde haber vermektedir.
(207. Walter Wreszinski, Aegyptische Inschriften aus dem K.K. Hof Museum in Wien, 1906, J. C. Hinrichs’ sche Buchhandlung.)

Yine bir antik Mısır tarihçisi olan Hermann Ranke tüm bu yazıtlara dayanarak hazırladığı “Yeni Krallıktaki Kişiler” sözlüğünde Haman’dan “Taş ocaklarında çalışanların başı” olarak bahsetmektedir.
(Hermann Ranke, Die Ägyptischen Personennamen, Verzeichnis der Namen, Verlag Von J. J. Augustin in Glückstadt, Band I, 1935, Band II, 1952.)

Evet, Hâman, aynen Kur’an’da geçtiği gibi Hz. Musa zamanında Mısır’da yaşayan bir kişiydi. Kur’an’da bahsedildiği gibi, Firavun’a çok yakındı ve inşaat işleriyle ilgileniyordu. Kur’an’da, Firavun’un kule yapma işini Haman’dan istemesini haber veren ayet, bu arkeolojik bilgiyle tam bir uyum içindedir.

Şimdi şu soruyu sormak istiyoruz: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) okuma-yazma bilmiyordu ve tek bir satır ne okumuştu ne de yazmıştı. Hal böyle iken, Kur’an’da, Eski Mısır’da yaşamış ve Firavun’un vezirliğini yapmış kişi, hem de ismiyle geçmektedir. Ve bu bahis, 200 yıl önce keşfedilen tarihi bulgular ile aynen uyum içinde gözüküyor. Tarih de bize Hâman isimli bir kişiden, bu kişinin Firavun ile beraber yaşamasından ve Firavun’un veziri olup inşaat işleri ile uğraştığından haber veriyor.

Kur’an’ın indirildiği dönemde erişilmesi mümkün olmayan bu bilgiden mucizevî bir şekilde bahsedilmesi ve aynı bahsin eski Mısır yazıtlarında da bulunması ne ile izah edilebilir? Bunun tek bir izahı vardır, o da şudur: Kur’an, gaybı en iyi bilen Allah tarafından nazil olmuştur, O’nun kitabıdır ve O’nun sözüdür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu