Kur’an’ın izafiyet teorisinden haber vermesi
İzafiyet teorisi denilince hemen hatırımıza Einstein gelir.
Onun matematik ve fizik formüllerine oturttuğu teori: Zaman, mekan, hareket, çekim, v.s. gibi bütün fiziki olayların izafi olduğu esasına dayanır.
Einstein’a göre: zaman; bağımsız ve mutlak değil, izafidir.
Mesela, dünya senesine göre 50 yıllık bir uzay yolculuğuna çıktığımızı düşünelim. Uzay gemisi çok hızlı olduğundan bu seyahati kendi saatiyle bir ayda tamamlamış olsun. Bu yolculuk sonunda, uzay gemisinde yolculuk yapan kişi fiziki bakımdan ancak bir ay yaşlanırken, dünyadakiler 50 yaş büyümüş olacaklardır.
Şimdi geldik Kur’an’ın bu teoriden haber veren ayetine: Kehf mağarasında uykuya dalan yedi arkadaşın kıssasını hepimiz biliriz. Bu kıssa Kehf suresinde anlatılmaktadır. Bu 7 arkadaş 309 sene mağarada uyuya kalmış ve uyandıklarında da ayetlerin ifadesiyle birbirlerine şöyle sormuşlardı:
“Ne kadar uyuduk acaba? Diğeri dedi: bir gün veya bir günün bir kısmı kadar. İçlerinden biri ise “ ne kadar uyuduğumuzu rabbimiz daha iyi bilir demişti.”
İşte bu olay fizikteki izafiyet teorisine ışık tutmakta, zamanın izafiliğine dikkat çekmektedir. Çünkü mağaradakiler bir gün veya daha az uyuduklarını zannetmekteydiler. Gerçekten de üzerlerinde akşam yatıp, sabah kalkan kimselerin eseri vardı. Onca zaman geçtiği halde ne yaşlanmışlar, ne de elbiseleri çürümüştü. Oysa onlar için bir gün veya daha az olan zaman, mağaranın dışındakilere göre tam 309 senedir.
Demek ki zaman izafidir. Zaman kâinatın her yerinde aynı değildir. Bu olayda bir incelik daha vardır. İsterseniz hadisenin bahsedildiği ayetin mealine bakarak inceliği kavramaya çalışalım:
“Onlar mağaralarında 300 yıl kaldılar ve buna 9 sene daha kattılar.”
Niçin acaba Cenab-ı Hak doğrudan doğruya 309 sene dememiştir de “300 yıl kaldılar ve buna 9 sene daha kattılar” buyurmuştur?
İşte bu ifadede ki hikmet zamanın geçmesi ve modern ilmin gelişmesiyle ancak keşfedilebilmiştir.
O da şudur: bilindiği gibi güneş yılı yaklaşık 365, ay yılı ise 355 gündür. Arada 10 günlük bir fark vardır. Bu demektir ki 33 sene de bir, ay yılı güneş yılına göre bir senelik fark yapmaktadır. Güneş yılı 33 iken, ay yılı 34. yılına girmektedir. Bu, yüz senede 3 sene, 300 senede ise 9 sene fark demektir. Kısacası güneş yılı 300 seneyse, ay yılı 309 senedir.
İşte Kur’an’ın işaret ettiği bu sırrı ancak çağımızın insanları anlayabilmişlerdir. Ayet bize sadece bir olayı anlatmakla kalmamış, izafiyet teorisini ve güneş yılı ile ay yılı arasındaki farkı da göstermiştir.
Ayrıca izafiyet teorisinden açıkça bahseden şu ayetlere de dikkatinizi çekiyoruz.
“Rabbinin katında bir gün, sizin hesabınıza göre bin yıl gibidir” (Hac: 47)
“O, göklerden yere kadar her işi yerli yerince tedbir ve idare eder. Sonra bütün işler, sizin gününüzle bin sene kadar uzun olan kıyamet gününde Ona arz edilir” (Secde: 5)
“Melekler ve Cebrail, oraya, bir günde yükselip çıkarlar ki, o mesafenin uzunluğu dünya senesi ile elli bin yıldır” (Mearic: 4)