Tevessül

3. Müşrikler İçin İnen ayetleri kullanıp tevessül eden mü’minlere müşrik diyenler

Tevessülü inkar edenlerin en çok başvurdukları yol, putlara ibadet eden müşrikler hakkındaki ayetleri gösterip; tevessül edeni, puta ibadet eden müşrike benzetmeleridir. Mesela şöyle derler: Zümer suresi 3. ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:

“Allah’tan başka dostlar tutanlar şöyle derler: ‘Biz onlara, bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.’

Bu ayetin beyanıyla, müşrikler Allah’a yaklaşmak için putlara ibadet ediyorlardı. Tevessül eden de Allah’a yaklaşmak için bir kula dua eder. Dolayısıyla tevessülün, puta tapmaktan bir farkı yoktur ve caiz değildir.

İşte tevessülü inkar edenler, bu ayet gibi ayetler gösterip, bu söz gibi sözler söylerler. Gösterdikleri bütün ayetleri saymaya ihtiyaç yoktur. İşin özü, gösterdikleri bütün ayetlerin puta tapan müşrikler hakkında olduğudur. Onlara göre, puta tapan müşrikle, tevessül eden aynıdır.

Bizler bu derste, puta tapmakla, tevessül arasında hiçbir benzerliğin olmadığını kati bir şekilde ispat edeceğiz. Gerçi, benzerliğin olmadığını onlar da biliyor. Zaten kimin zerre miskal insafı varsa, ikisinin aynı olmadığına hükmeder. Lakin onların amacı, hakkı ortaya çıkarmak değil; Ehl-i sünnet itikadını bozmak olduğundan, alakasız her şeyi delil diye gösterebiliyorlar.

Şimdi tevessülle, putta tapmanın arasındaki farkları maddeleyelim:

Puta tapmakla, tevessül etmek tamamen birbirine zıt iki eylemdir. Aralarındaki farklardan bazıları şunlardır:

1. Putlar, Allah’ın düşmanıdırlar. Bu sebeple, Allah Teala putları cehenneme atacağını beyan etmiştir. Salih kullar ise, Allah’ın dostlarıdır ve Allah cenneti bahusus onlar için hazırlamıştır.

2. Puta tapan, putu ilah bilir. Tevessül eden ise, tevessül ettiği zatı, sadece Allah’ın salih bir kulu bilir.

3. Puta tapan, putu tasarruf sahibi bilir. Yani o putu; yaratma, besleme, öldürme gibi sıfatlarla mevsuf kılar. Halbuki tevessül eden, tasarruf sahibi olarak sadece Allah’ı bilir. Yaratan da öldüren de besleyen de Allah’tır. Tevessül ettiği zat ise, Allah’ın rahmetine ulaşmak için sadece bir vesiledir.

4. Puta tapan, putuna secde eder, onun önünde eğilir ve ona tazim gösterir. Tevessül eden ise, Allah’tan başka kimsenin önünde eğilmez, kimseye secde etmez, kimseye tazim göstermez. Ya hu biraz insaf, hiç putun önünde secde edenle, salih bir kula tevessül eden aynı mıdır?

5. Puta tapan, puttan ister. Tevessül eden ise Allah’tan ister. Tevessül ettiği zata, mecaz-i akli nevinden tevessül eder. Mecaz-i aklinin ne olduğunu bir önceki derste izah etmiştik. İsteyenler o videoyu seyredebilirler.

6. Puta tapan, Allah’ı hatırına getirmez, onun ilahı ve sevgilisi, o puttur. Tevessül eden ise, Allah’ı hatırına getirir ve Onu düşünür, onun ilahı ve sevgilisi Allah’tır.

7. Puta tapan, putunu nihayet derecede kudretli; her şeyi bilen, her şeyi duyan ve her şeyi gören kabul eder. Tevessül eden ise, tevessül ettiği zatı, nihayet derecede aciz bilir. Onun bilmesi, duyması ve görmesinin, ancak Allah’ın bildirmesiyle, duyurmasıyla ve gördürmesiyle olacağına itikat eder.

8. Puta tapan, putun bizatihi kendi başına yardımına koşacağına inanır. Tevessül eden ise, tevessül ettiği zatın kendi başına yardım edemeyeceğini bilir; onu yardımına gönderecek olanın Allah olduğuna inanır. Ve şuna inanır ki, bütün yardımlar, ancak Allah’ın izni ve iradesiyle olur. Allah Teala bazen sebepsiz ve vesilesiz yardım eder, bazen de bir sebep ve vesileyle yardım eder. Tevessül eden, Allah’tan o sebebin, tevessül ettiği zat olmasını istemektedir. Yoksa yardımı, asla tevessül ettiği zatın kendi malı bilmez.

9. Puta tapan, putu Allah’ın şeriki ve ortağı kabul eder. Tevessül eden ise, tevessül ettiği zatı Allah’a ortak koşmaz. Allah’ın bir kulu ve abdi olduğuna inanır.

10. Puta tapanın putuna olan sevgisi mana-yı ismiyledir. Tevessül edenin, tevessül ettiği zata olan sevgisi ise mana-yı harfiyledir. Mana-yı ismi ve mana-yı harfinin ne olduğunu, sizlerin bildiğini farz ediyor ve izahını yapmıyoruz. Bilmeyenler bu iki kavramı internetten araştırabilirler. Bu da onlar için bir ilim çalışması olur.

On tane fark saydık ve inanın bu farkları sayarken saatlerce düşünüp kurmadık. Bunlar bir çırpıda aklımıza gelen farklar. Derinlemesine tefekkür etsek, daha onlarcasını buluruz.

Şimdi, başta Mustafa İslamoğlu’na, Abdülaziz Bayındır’a, Mehmet Okuyan’a, Bayraktar Bayraklı’ya ve tevessülü inkar eden diğerlerine şunu sormak istiyorum:

– Ya hu, sizin hiç mi insafınız yok? Puta tapmakla, tevessül arasında zerre miskal benzerlik yokken; aralarındaki fark yerle gök arası kadarken, nasıl olur da tevessülü puta tapmaya benzetirsiniz? Nasıl olur da puta tapmayı reddeden ayetleri gösterip, tevessülün şirk olduğunu iddia edersiniz? Sizi insafa davet ediyorum…

Sevgili kardeşlerim, bu dersimize burada noktayı koyalım.  Bu derste, puta tapmakla tevessülün farklarını ortaya koyduk. Gerçi biraz insaf sahibi için, bu farkı ortaya koymaya gerek de yoktur. Bir sonraki dersimizde, ölüye ve gaibde olana tevessül edilir mi bahsini işleyeceğiz. Bir sonraki derste buluşuncaya kadar Allah’a emanet olunuz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu