Şefaat

23. Bölüm: 13. Soru-Cevap

Sevgili kardeşlerim, şefaati inkar edenlerin sözlerine cevap vermeye devam ediyoruz. Eserimizin bu Yirmi Üçüncü Bölümünde, onların şu sözlerine cevap vereceğiz:

– Onlar diyorlar ki: Büyük günah sahipleri için şefaatin olduğunu söylemekte günahlara teşvik vardır, ki bu caiz değildir.

Onlara cevabımız şudur: Hayır, hiç de öyle değil! Çünkü biz şefaatin vacip olduğuna hükmetmiyoruz ki kul azaptan emin olsun, şefaate güvenip dayansın ve günahları işlemeye cesaret göstersin. Biz, şefaat caizdir ve Allah’ın izniyle, büyük günah işleyen her fert için mümkündür, diyoruz. Vacip demek farklıdır, mümkün demek farklıdır.

Hem şunu da soruyoruz:

– Siz şefaatin hak olduğunu beyan eden hangi eserde, “Şefaate güvenin, her türlü günahı işleyin, zaten şefaatle kurtulacaksınız.” gibi beyanlar gördünüz? Hangi alim böyle sözler etmiş, bize gösterin de biz de bilelim?..

Gösteremezsiniz… Bilakis bütün alimler şöyle demiştir: Şefaat ancak Allah’ın izniyledir. O razı olmadan kimse kimseye şefaat edemez. Şefaate güvenmeyin. Şefaat bir güven makamı değil; ümit ve reca makamıdır.

Alimler bundan başka bir şey demiş mi?.. Onlar dememişken, bırakın demeyi, şefaate güvenmemeyi nasihat etmişken, sizler nasıl olur da “Şefaat inancında günahlara teşvik vardır.” dersiniz. Allah’tan korkun!..

Şimdi, şefaate inanmakla inanmamak arasındaki farkı sizlere göstermek istiyoruz. Bakalım hangisi Kur’anîymiş?

Şefaat inancı, Allah’ın af ve mağfiretinden ümidimizi kesmememizi sağlar. Şefaatin olmadığa inanmak ve büyük günah işleyenlerin ebedi cehennemde kalacaklarına iman ise insanların ümidini yok eder ve Allah’ın rahmetinden ümit kesmelerine sebep olur.  Allah’ın rahmetinden ümidi kesmek de küfürdür. Zira Yusuf 87’de şöyle buyrulmuştur:

وَلاَ تَيْأَسُوا مِنْ رَوْحِ اللَّهِ استعيذ بالله  Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin!

إِنَّهُ لاَ يَيْأَسُ مِنْ رَوْحِ اللَّهِ إِلاَّ الْقَوْمُ الْكَافِرُونَ  Zira Allah’ın rahmetinden kafirler kavminden başkası ümit kesmez.

Ayetin ifade ettiği gibi, Allah’ın rahmetinden ümit kesmek kafirlerin işidir. Mümin, rahmet-i ilahiyeden ümit kesmez.

Kur’an: “Allah’tan ümit kesmeyin.” diyor. Mutezile ise: “Şefaat, Allah’ın rahmetine karşı ümitlendiriyor, bu da günaha teşviktir.” diyerek şefaati inkar ediyor.

Mutezilenin Kur’an’dan ne kadar uzak olduğunu anladınız mı? Şimdi Mutezileye bazı sorular sormak istiyoruz.

Ey Mutezile mensupları! Sizler, “Şefaat inancı Allah’ın rahmetine karşı ümitlendiriyor. Bu da günaha cesaret veriyor, bu yüzden şefaat olmamalı.” diyorsunuz. O halde göstereceğimiz şu ayetler de size göre yanlış olmalı…

Mesela, Zümer 53’de şöyle buyrulmuş:

قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنْفُسِهِمْ  استعيذ بالله    De ki: Ey haddi aşarak nefislerine karşı israf etmiş olan kullarım!  لاَ تَقْنَطُوا مِنْ رَحْمَةِ اللَّهِ Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin.  إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا Çünkü Allah bütün günahları bağışlar.   إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ  Şüphesiz O, çok bağışlayıcıdır ve çok merhamet edicidir.

Ey Mutezile mensupları, bu ayet de size göre yanlış değil mi? Çünkü bu ayette “Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin.”buyrulmuş. Bir de Allah’ın bütün günahları bağışlayacağı bildirilmiş. Size göre bu beyan, günaha cesaret veriyor, hemen Kur’an’dan çıkartılmalı…

Peki, Furkan suresi 70. ayete ne diyeceksiniz? Orada da şöyle buyrulmuş:

إِلاَّ مَنْ تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ عَمَلاً صَالِحًا  Ancak tövbe edip iman eden ve salih bir amelle amel eden müstesna…   فَأُولَئِكَ يُبَدِّلُ اللَّهُ سَيِّئَاتِهِمْ حَسَنَاتٍ   İşte onlar var ya Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir.  وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَحِيمًا   Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır ve çok merhamet edicidir.

Ey Mutezile, siz bu ayete de kızarsınız. Bakın bu ayette, sadece aftan da bahsedilmiyor, bir de günahların sevaba çevrileceğinden bahsediliyor. Siz şimdi dersiniz ki:

“Olur mu ya! Adam bir ömür boyu günah işlesin, sonra tövbe edip salih amel işlesin ve onun bütün günahları sevaba çevrilsin. Bunda günaha teşvik vardır. Kişi: Nasıl olsa Allah günahlarımı sevaba çevirecek diye günahta cesaret bulur…”

Böyle mi diyorsunuz… Eee, şefaate, “Allah’ın rahmetini umdurup günaha teşvik eder, bu sebeple olmamalı.” diyen bir zihniyet; Allah’ın günahları sevaba çevirdiğini beyan eden bu ayete karşı ne demez ki?

Biz de size diyoruz ki: Size ne ya! Allah’ın rahmetine sınır mı koyuyorsunuz? Allahın rahmetinin taksimat memuru musunuz? Allah’a iş mi öğretiyorsunuz? Allah dilerse bütün günahları affeder. Dilerse hepsini sevaba çevirir. Dilerse bir köpeğe su veren günahkarı cennetine koyar. Size ne kardeşim!.. Siz kim oluyorsunuz da Allah’a, “Bunları affedemezsin, günahlarını sevaba çeviremezsin, bak kulların günahta cesaret bulur ha!..” diyorsunuz. Haddinizi bilin haddinizi!..

Size burada, Allah’ın bütün günahları affedebileceğiyle ilgili onlarca ayet gösterebiliriz. Yine Allah’a karşı ümit beslememiz gerektiğini beyan eden onlarca ayet nakledebiliriz. Hâl böyleyken sizler nasıl oluyor da şefaati inkar edebilmek için, “Şefaat inancı Allah’ın affına karşı umutlarımızı artırır, bunda da günahlara teşvik vardır.” diyorsunuz? Allah size akıl ve insaf versin!

Sevgili kardeşlerim, Mutezilenin sözünün Kur’an’dan ve akıldan ne kadar uzak olduğunu gördünüz. Ama maalesef hâlâ birileri bize Mutezilenin bu batıl fikirlerini satmaya çalışıyor. Bu kişileri eserimizin sonunda ifşa edeceğiz. Ancak cevaplamamız gereken dört soru daha var. Bu dersimizi burada noktalayalım ve şimdi şefaati inkar edenlerin başka bir sözünü tahlil edelim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu