18. Sahih hadisler sadece Buhârî ve Müslim’de mi geçmektedir?
Bazen bir meselede bir hadisi delil getirdiğinizde karşınızdaki şöyle diyor:
— Bu hadis Buhârî ve Müslim’de yok.
Sanki sahih hadisler sadece bu iki eserde varmış ve başka bir hadis kitabı yokmuş gibi böyle diyorlar. Onların bu sözlerine karşı şu meseleyi izah etmeliyiz:
— Sahih hadisler sadece Buhârî ve Müslim’de mi var? Diğer hadis kitapları kaynak değil midir?
Tarihte hiçbir âlim, “Buhârî ve Müslim dışında sahih hadis yoktur. Bütün sahihler Buhârî’de ve Müslim’de toplanmıştır.” gibi bir söz söylememiştir. Şimdi meseleyi rakamsal olarak ispat edelim:
İmam Buhârî Sahih’inde sadece yedi bin küsur hadis nakletmiştir. Bu yedi bin küsur hadisi 600 bin hadis içinden seçmiştir.
İbni Hacer ve İmam Süyûtî Hazretleri, İmam Buhârî’nin Sahih’i hakkında der ki:
— Kitabının hacmini büyütmemek için terk ettiği sahihler aldıklarından çok daha fazladır.
Demek, İmam Buhârî’nin bildiği sahih hadisler eserinde yazdığı yedi bin küsur hadisten ibaret değildir.
Yine İmam Müslim kendi Sahih’i hakkında der ki:
— Ben bu kitapta nazarımda sahih olan bütün hadisleri toplamadım. Sadece sıhhatinde icma olanları topladım.
İmam Kevserî bu sözde geçen icmanın, İmam Müslim’in hadis aldığı hocalarının icması olduğunu söyler.
İmam Müslim’in bu sözünden anlıyoruz ki onun nazarında sahih olan daha pek çok hadis var. Bu hadisler eserinin dışında kalmıştır. O eserine sadece hocalarının sahih olduğu konusunda ittifak ettiği hadisleri kaydetmiştir.
Bütün bu izahlarla şunu anlatmak istiyoruz: Sahih hadisler sadece Buhârî ve Müslim’de geçenlerle kayıtlı değildir. Bu iki imam dahi sahih bildikleri hadislerin çok azını eserlerinde kaydetmiştir.
Demek, illaki bir hadisin Buhârî veya Müslim’de geçmesi gerekmiyor. Hadis âlimlerinin sahih kabul ettiği bir hadisi -hangi hadis kitabında geçerse geçsin- biz de sahih kabul ederiz. Bir hadisin sıhhati hususundaki söz muhaddislere aittir. Bize düşen icmaya uymaktır.
Son olarak hadis inkârcılarına Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin şu sözünü hatırlatıyoruz:
— Ya bir tefsiri, ya bir tevili, ya bir tabiri vardır de, ilişme!
Rabbimize hamdüsena olsun, bizi böyle kıymetli bir işte istihdam etti; bizlere bu eseri hazırlattı. Cenab-ı Mevla bu eseri günahlarımıza kefaret yapsın. Bizleri iman ve Kur’an hizmetinde daim kılsın. Âmin.