17. Buhârî’de geçen senetsiz hadislerin durumu
Muallak hadis: Hadisin senedinin baş tarafından bir veya birkaç ravinin düşmüş olduğu hadistir. Hadisi bu şekilde rivayet etmeye de ta’lik denir.
Mesela İmam Buhârî herhangi bir hadisi, “Resulullah (a.s.m.) buyurdu ki…” veya “İbni Mesud’un rivayetine göre, Resulullah (a.s.m) şöyle buyurmuştur…” diyerek kaydetmişse buna muallak hadis denir. Görüldüğü gibi, burada hadisin senedindeki raviler yoktur.
— Peki, Buhârî ve Müslim’de muallak hadis var mıdır?
Evet, vardır. Müslim’de 14 tane, Buhârî’de 1341 tane muallak hadis vardır. Bu durumda şöyle bir sual akla gelmektedir:
— Bu kadar muallak hadise rağmen Buhârî’ye nasıl “sahih” denilmektedir?
— İmam Buhârî bu muallak hadisleri kitabına niçin almıştır?
Şimdi bu soruların cevabını verelim:
Buhârî’nin muallak hadisleri iki kısımdır. Birinci kısma Buhârî’de senedi geçen muallak hadisler girer. Yani İmam Buhârî bir hadisi konu başlığına göre başka bölümlerde tekrar ederken -kitabın hacmini kabartmamak için- senetleri atmıştır. Bu durumda, bu hadisler muallak hadis değildir. Senetleri önceki bölümde yazıldığından dolayı senedi tekrar yazılmamış hadislerdir.
İkinci kısım muallak hadislere gelince: Bunların senedi Buhârî’de hiçbir surette geçmez. İmam Buhârî bu hadisleri kasten senetsiz bırakmıştır. Senetlerini atışının sebebi hadislerdeki zaafa dikkat çekmek içindir. Yani bu hadisler, kendisinin bir hadise “sahih” demek için aradığı şartları tam taşımayan hadislerdir. Mesela ravi hadis aldığı hocasıyla uzun bir zaman yaşamamıştır. Veya hafızası sebebiyle tenkide maruz kalmıştır. Ya da başka bir sebepten dolayı hadis-i şerif İmam Buhârî’nin sahihlik şartını taşımamaktadır.
İşte İmam Buhârî o hadisin kendisine göre sahih olmadığını belirtmek için hadisin senedini atmıştır. (İmam Buhârî’nin sahihlik şartlarını, “Ravide aranan şartlar” konusunda ve “Niçin bir hadis imamı bir hadisi sahih kabul ederken diğeri sahih kabul etmemiş?” başlığında işlemiştik.)
Demek, ikinci kısma giren muallak hadisler -İmam Buhârî’ye göre- sahihlik şartlarını taşımayan hadislerdir. Bu ikinci kısma giren muallaklar da iki kısımdır:
Bir kısmının sıhhati hususunda kanaati daha kuvvetlidir. Diğer kısmının sıhhati hususunda ise o kadar kesin kanaat sahibi değildir.
Başka bir ifadeyle: Birinci kısma girenler taşıdıkları şartlar açısından daha sıhhatli; ikinci kısma girenler ise taşıdıkları şartlar açısından sıhhatçe daha düşük hadislerdir.
— Peki, muallak bir hadisin hangi kısma girdiğini nereden bileceğiz?
Bunu bilmemiz için İmam Buhârî bir ipucu bırakmıştır. Şöyle ki:
Birinci kısma girenleri -yani sıhhati hususunda kuvvetli kanaati olanları- cezm sigasıyla sunmuş ve hadisi şöyle rivayet etmiştir:
– قال رسول اللَّه Resulullah şöyle dedi.
– فعل رسول اللَّه Resulullah şöyle yaptı.
– رَوَى عبد الله ابن مسعود Abdullah İbni Mesud rivayet etti.
İmam Buhârî birinci kısım muallak hadisleri, kesinlik ifade eden bu tabirlerle nakleder. Bu tabirlere cezm sigası denir.
İkinci kısım muallak hadisleri -yani dış şartları açısından sıhhati hususunda çok emin olmadığı hadisleri- tamrîz sigasıyla sunar. Bu sigada kesinlik yoktur. Mesela şöyle der:
– يُذكر عن رسول اللَّه Resulullah’tan zikredildi ki…
– رُوى عن رسول اللَّه Resulullah’tan rivayet edildi ki…
Bu tabirlerle rivayet edilen muallak hadisler sıhhatçe daha aşağı bir mertebededir.
Bu makamda şöyle bir soru akla gelebilir:
— İmam Buhârî zayıf kabul ettiği bu muallak hadislere niçin Sahih’inde yer vermiştir?
— Bunlar yerine sahih kabul ettiği hadisleri koysaydı olmaz mıydı?
Bu soruya iki cihetten cevap verilmiştir:
- İmam Buhârî kitabını tanzim ederken fıkhi bir usul takip etmiştir. Bab başlıklarında, fıkıh âlimleri arasında kabul gören fıkhi hükümleri beyan etmiş, sonra bunların ayet ve sahih hadisten dayanağını göstermek istemiştir. Bir babla ilgili kendi şartlarına uyan sahih hadis bulamayınca, şartlarına uymayan hadislerden delil göstermek maksadıyla almıştır.
- İmam Buhârî muallak hadislerin hakikatte zayıf olduğunu söylemiyor. Kendi belirlediği şartlara göre zayıf olduğunu söylüyor. Muallak hadisler onun nazarında fıkhen sahihtir. Nitekim fakihler onlarla amel etmiştir. Sadece kendisinin koyduğu şartlar açısından zayıf olduğunu belirtmek için senedini terk etmiştir.
Hem şunu da bilelim ki: İmam Buhârî’nin sahih kabul etmediği bir hadisi İmam Müslim sahih kabul edebilir. Yine İmam Müslim’in sahih kabul etmediği bir hadisi İmam Tirmizî, Ebû Dâvûd, İbni Mâce ve diğerleri sahih kabul edebilir. Bunun sebebini, “Niçin bir hadis imamı bir hadisi sahih kabul ederken diğeri sahih kabul etmemiş?” konusunda işlemiştik.
Herhâlde bu ders ile Buhârî’de geçen senetsiz hadislerin sebebini anlamış ve hadis düşmanlarının sözlerinin ne kadar manasız olduğuna bir daha ikna olmuşsunuzdur!