15. Hazreti Ömer (r.a.) hadis rivayetine karşı mıydı?
Hadis inkârcıları diyor ki:
Hazreti Ömer hadise karşıydı. Buna bir örnek olarak şu hadiseyi gösterebiliriz: Irak bölgesine gönderdiği kişilere şöyle demiştir:
— Sakın hadis rivayetiyle onları meşgul edip Kur’an’dan uzaklaştırmayın. Resulullah (a.s.m.)’dan rivayeti az yapın.
Hatta bu zatlar Küfe’ye varınca halk Karaza İbni Ka’b’a, “Bize hadis rivayet et.” diye talepte bulundu. İbni Ka’b, “Hazreti Ömer bize bunu yasakladı.” cevabını verdi.
Yine Hazreti Ömer çok hadis rivayet ettiği için İbni Mesud, Ebû Derda ve Ebû Mesud el-Ensârî’yi hapse atmıştır. Bu da ispat eder ki Hazreti Ömer hadis rivayetine karşıydı.
İşte onları sözlerinin özeti bu. Bu dersimizde maddeler hâlinde onların bu sözlerine cevap vereceğiz:
Birinci olarak deriz ki: Hazreti Ömer’in Irak’a gönderdiği kişilere, “Hadis rivayetini az yapın.” demesi zayıf bir senetle bizlere ulaşmıştır. Sizler en sahih hadisleri inkâr ediyor ve “Bu hadisin doğru olduğunu nereden bilelim?” diyorsunuz.
— Peki, Hazreti Ömer’den yaptığınız bu rivayetin doğruluğuna neyle hükmediyorsunuz?
Demek, sizin hadisleri inkâr edişinizin sebebi hadisleri zayıf bulmanız değil. Zira zayıf haberleri işinize geldi mi pekâlâ kabul ediyorsunuz. Sizin hadisleri inkâr sebebiniz hadislerdeki hükümlerin nefsinize ağır gelmesi. Bu tespiti en başta kaydediyoruz.
İkinci olarak deriz ki: Madem siz Hazreti Ömer’in sözlerine bu kadar itibar ediyorsunuz. O hâlde şimdi size Hazreti Ömer’in bazı sözlerini nakledeceğiz. İbni Abdilber Hazretleri, “Bu sözlerin Hazreti Ömer’e ait olduğu hususunda ittifak vardır.” der. Bakın, Hazreti Ömer neler demiş:
— Kim bir hadis dinler, sonra da duyduğu şekilde rivayet ederse selamete ulaşır.
— Miras ilmini ve sünneti öğrenin; tıpkı Kur’an’ı öğrendiğiniz gibi.
— Bir gün gelecek, Kur’an’ın müteşabih ayetlerini kendilerine delil yaparak sizinle mücadeleye girişecek kimseler çıkacak. O zaman onlara karşı sünneti esas alın. Zira sünnet ehli Kur’an’ı en iyi bilen kimselerdir.
— Kim hadisi ezberlemiş ve aklında tutmuşsa rivayet etsin.
Hazreti Ömer’in bunlar gibi onlarca sözü var. Niçin bu sözlerine uymuyorsunuz?
İşinize gelen zayıf haberi kabul edip en sahihlere gözünüzü kapatıyorsunuz. Bilin ki Hazreti Ömer’i hadis düşmanı olarak göstermek bir insana günah olarak yeter.
Üçüncü olarak deriz ki: Hazreti Ömer’in biraz önce naklettiğimiz sözlerinden başka, bizzat kendisinin sünneti araştırıp hükmünü ona göre verdiğiyle ilgili onlarca hadise vardır. Birkaçını misal olarak nakledelim:
Hazreti Ömer Şam seferine çıktığında Suriye bölgesinde veba salgını olduğu haberi gelir. Yoluna devam edip etmeme hususunda tereddüde düşer. Abdurrahman İbni Afv Hazretleri der ki:
— Ben Resulullah (a.s.m.)’dan işittim ki o şöyle demişti: Bir yerde veba olduğunu duyarsanız oraya gitmeyin, bulunduğunuz yerde çıkarsa orayı terk etmeyin.
Hazreti Ömer bu hadis karşısında ordusuyla birlikte geri döner.
Başka bir hadise: Misver İbni Mahreme der ki: Hazreti Ömer kadınlarda düşüğe sebep olanların cezası hakkında bir şey bilmiyordu. Halka sordu. Mugîre İbni Şu’be dedi ki:
— Resulullah (a.s.m.)’ın bu konuda erkek veya kadın bir köleye hükmettiğine şahit oldum.
Hazreti Ömer, “Bu hadiseye seninle beraber şahit olan bir başkasını daha getir!” dedi. Muhammed İbni Mesleme şahitlik etti. Hazreti Ömer bu hadisle hükmetti.
Başka bir hadise: Zina yapan mecnun bir kadına ceza vermekten tek bir kişinin rivayet ettiği şu hadis sebebiyle dönmüştür:
— Üç kimse hakkında kalem yürütülmez. (Yani onlara günah yazılmaz.) Uyanıncaya kadar uyuyan, buluğa erinceye kadar küçük, aklı başına gelinceye kadar mecnun.
Başka bir hadise: Hazreti Ömer parmaklarla ilgili diyetin elin diyetinden farklı olması gereğine inanıyordu. Çünkü parmaklar ile elin kıymeti bir değildi. Daha sonra parmakların diyetinin elin diyeti gibi olduğunu bildiren hadis-i şerifi işitince şahit istemeksizin fikrinden döndü ve hadisi uygulamaya koydu.
Böyle onlarca hadise nakledebiliriz. Hani Hazreti Ömer hadisleri inkâr ediyordu ve hadis rivayetine izin vermiyordu?
Dördüncü olarak deriz ki: İbni Abdilber Hazretleri bu konuda şu muhteşem izahı yapar:
— Peygamberimiz (a.s.m.)’dan hadis rivayet etmek ya hayırdır ya da şerdir. Eğer hayırsa -ki hayır olduğunda şüphemiz yok- hayırda çokluk efdaldir, daha güzeldir. Yok eğer şer ise Hazreti Ömer’in halka şerden az miktarda işlemelerini tavsiye ettiğini kabul etmek lazım gelir. Bu ise caiz değildir. Bu da ispat eder ki: Hazreti Ömer hadis rivayetinin az yapılmasını emretmemiştir.
Beşinci olarak deriz ki: İbni Hazm şu izahı yapar:
— Hazreti Ömer’in hadis rivayetini yasaklamasıyla ilgili haberler son derece zayıftır. Şayet bu haberler gerçekse, bu yasaklama Peygamberimiz (a.s.m.)’ın hadisleriyle ilgili değil, geçmiş ümmetlere ait hikâyelere veya içinde fıkıh bulunmayan kıssalara aittir. Çünkü hadis rivayetinden menetmek değil Hazreti Ömer’e hiçbir Müslüman’a helal olmaz.
Hazreti Ömer içinde fıkıh bulunmayan kıssaları nakletmeyi şu sebeplerden dolayı sınırlandırmış olabilir:
- Hazreti Ömer’in dönemi bir yandan fetihlerin yapıldığı bir yandan da devletin teşkilatlandırıldığı dönemdir. Meşguliyetin bu kadar çok olduğu bir dönemde, o vakitte çok fazla ihtiyaç duyulmayan bir meseleye el atmak asıl işlere mâni olabilir. İşte bu düşünceyle Hazreti Ömer, içinde fıkıh bulunmayan kıssaların rivayetini sınırlandırmış olabilir.
- Bu yasaklama hadis rivayet konusunda onları mümkün olduğu kadar titiz davranmaya sevk etmek için olabilir.
- Bu yasaklama Peygamberimiz (a.s.m.) hakkında hataya düşülme korkusundan olabilir.
- Bu yasaklama Kur’an’ın ihmaline yol açabileceği kaygısından olabilir. Zira o zamanda Kur’an henüz tek nüshaydı. Hâlbuki hadisleri herkes bilmekteydi. Bu sebeple, dikkatleri Kur’an’a çekmek istemiş olabilir.
İşte bunlar gibi sebeplerden dolayı Hazreti Ömer, içinde fıkıh bulunmayan kıssaların çokça rivayetine karşı çıkmış olabilir. Ancak iki hususu unutmayın:
- Hazreti Ömer’in böyle yaptığına dair rivayetler zayıftır.
- Hazreti Ömer hadisleri rivayet etmeyi bizzat kendi emretmiş ve o hadisleri hüküm vermede asıl kaynak yapmıştır.
Biraz evvel saydığı sebepler, şayet o zayıf haberler doğruysa hikmeti ne olabilir sadedinde sayılmış sebeplerdir. Belki de Hazreti Ömer hiç böyle yapmadı!