İmam-ı Şafii (rahimehullah)’dan hikmetli sözler
-İnsanları tamamen razı ve memnun etmek çok zordur. Bir kimsenin bütün insanları kendinden hoşnut etmesi mümkün değildir. Bunun için kul, daima Rabbini razı ve memnun etmeye bakmalı, ihlas sahibi olmalıdır.
-İlmi, kibirlenmek, kendini büyük görmek için isteyenlerden hiçbiri felah bulmuş değildir. Ama ilmi tevazu için, âlimlere ve insanlara hizmet için isteyen, elbette felah bulur, kurtulur.
-Biri İmam-ı Şafii’den nasihat isteyince buyurdu ki: “Senden daha çok malı ve parası olan kimseyi kıskanma. O malına ve parasına hasretle ölür. İbadeti ve taatı çok olan kimselere gıpta et. Yaşayanlar da sonunda ölecekleri için, onların dünyalıklarına özenmeğe değmez.
-Hiçbir kimse yoktur ki, dostu ve düşmanı olmasın. Madem ki böyledir, o halde Allahü teâlâya itaat edenlerle beraber bulun, onları sev.
-İlim, ezber edilen şey değil, ezber edilen şeyden temin edilen faydadır.
– Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ve Asbabının yolunda olmayanı havada uçar görsem, yine doğruluğunu kabul etmem.
-Herkese akıllı denmez. Akıllı kimse, kendisini her türlü kötülükten koruyandır.
-Kalbine ilahi bir nur penceresinin açılmasını isteyen şu dört şeyi yapsın:
1- Günün belli bir vaktinde yalnız kalsın ve huzura dalsın.
2- Midesini pek fazla doyurmasın.
3- Sefih kimselerle düşüp kalkmağı bıraksın, kötü kimselerle düşüp kalkmasın.
4- İlimleriyle yalnız dünyalık arzu eden kimselere yaklaşmasın.
-Dünyayı ve Yaradanını bir arada sevdiğini söyleyen kimse yalancıdır.
-Hiç bir vakit yoktur ki, ilim mütalaası, hüzün ve kederi yok etmesin, ilmi mütalaa, kalbin en ince ve en gizli noktalarını harekete geçirir, insanda yüce duygular uyandırır.
-Sadık dost, arkadaşının hüzün ve sevinçte ortağı olandır.
-İki kişinin, darıldıktan sonra birbirinin ayıplarını ortaya çıkarması, münafıklık alametidir.
-Haksız sözleri tasdik eden, dalkavuk ve iki yüzlüdür.
-Sadık dost, arkadaşının ayıplarını görünce ihtar eder, ifşa etmez.
-İbret almak istersen, hata sahibi kişilerin akıbetlerine bak da kalbini topla.
-Dünya sevgisi ile Allah sevgisini bir arada toplarım iddiasında bulunmak, yalandır.
-Âlimlerin güzelliği, nefslerini ıslah etmeleridir, ilmin süsü, şüpheli şeylerden sakınmak, yumuşak olup, sertlik göstermemektir.
-Dünya işlerinde bir darlığa ve sıkıntıya düşen kimse, ibadete yönelmelidir.
-Gururlanıp böbürlenmek, adi ve bayağı kimselerin vasfıdır.
-Hizmet edene, hizmet edilir.
-Dostlar ile yapılan sohbetten sevimli bir hareket yoktur. Dostların ayrılığı kadar da gam ve keder veren şey yoktur.
-İlmi sevmeyende hayır yoktur. Böyle kimselerle dostluk ve bağlılığını kes. Çünkü, ilim kalblerin hayatı, gözlerin aydınlığıdır.
-Sadık dost ve halis kimya az bulunur, hiç arama.
-Bütün düşmanlıkların aslı, kötü kimseler ile dostluk etmek ve onlara iyilik yapmaktır.
-İlim öğrenmek, nafile ibadetten üstündür.
-Kendini bilmeyene ilim öğreten, ilmin hakkını zayi etmiş olur. Layık olandan ilmi esirgeyen de, zulmetmiş olur.
-Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)den sonra insanların en üstünü Hz. Ebu Bekir, sonra Hz. Ömer, sonra Hz. Osman, sonra Hz. Ali’dir. (radıyallahü anhüm)
-İlim öğrenmek için üç şart vardır: Hocanın maharetli, talebenin zeki olması ve uzun zaman.
-İlim iki kısımdır; birincisi ilm-i edyan, (nakli ilimler), din bilgileri, ikincisi ilm-i ebdan (akli ilimler) fen bilgileridir.
-Kimin düşüncesi, arzusu, maksadı yemek içmek (dünya) ise; kıymeti, bağırsaklarından çıkardığı kazurat kadardır.
-Dünyada en huzursuz kimse, kalbinde hased ve kin taşıyanlardır.
-Başkalarını senin yanında çekiştiren, senin bulunmadığın yerde de seni çekiştirir.
-Kanaatkâr olmak, rahatlığa kavuşturur.
-Sırrını saklamasını bilen, işinin hakimidir.
İmam-ı Şafii hazretlerinin divanındaki şiirlerinden bazılarının tercümesi şöyledir:
-Günlerin beraberinde getirdiği hadiseler, seni tesiri altına almasın. Sen iyi bir insan olmaya bak. Zaman içerisinde gelen musibetler ve belalardan dolayı sabırsızlık gösterme. Dünyanın bela ve musibetleri devamlı değildir, insanlar arasında hata ve ayıbın çok olsa bile, ahlakın; iyilik, cömertlik ve vefa (sözünde durmak) olsun iyilik ve cömertliğin ile, hata ve ayıplarını ört. Cimriden iyilik bekleme. Çünkü Cehennemde, susuz kimseye su yoktur. Dünyanın sevinci de, kederi de, bolluğu da, darlığı da devamlı değildir. Kanaatkar bir kalbe sahip olduğun zaman, sen ve dünyaya sahip olan kimse eşitsiniz. -Ölüm, kimin yanına gelirse, artık onu ölümün elinden kurtaracak ne yer ve ne de gök vardır. Gerçi Allahü Teâlânın yarattığı şu yeryüzü geniştir. Fakat bir kere Allahü Teâlânın hükmü gelince, feza bile dar gelir. Ölümün asla devası (ilacı yoktur).
-Başımda ağaran saçların ortaya çıkmasıyla, nefsimin ateşi sönüp gitti. Başımda beyaz saçların yanmasıyla, benim gecem oldu. (Çünkü bunlar, ölümün habercileri idi) ihtiyarlığın habercileri yanaklarıma indikten sonra, ben nasıl rahat yaşarım, insanın ömrünün en iyi kısmı, ihtiyarlıktan öncekidir. Halbuki, gençliği yok olan bir nefs, yok olmuş demektir, insanın rengi sararıp, saçları ağardığı zaman, güzel ve tatlı günleri de, o güzellik ve tatlılığını kaybeder. Yeryüzünde büyüklenerek yürüme. Çünkü, bir müddet sonra bu yer, seni de içine çekip alacaktır.
-Bir kimseyi affedip, ona kin tutmadığım zaman, düşmanlık düşüncesinden kendimi rahata kavuşturdum.
-Sefih ve cahil bir kimse konuşunca ona cevap verme. Sükut, ona cevap vermekten daha hayırlıdır.
-Öğrenmenin acısını bir müddet tatmayan, hayatı boyunca cehaletin zilletini yudumlar.
-Bütün düşmanlıkların sevgiye dönüşmesi umulur. Fakat hasedden dolayı olan düşmanlık böyle değil.
-Allahü Teâlâyı sevdiğini söylersin, halbuki, ona isyan edersin. Böyle sevgi olmaz. Eğer sevginde samimi olsaydın, Allahü Teâlâya itaat ederdin. Çünkü seven, sevdiğine itaat eder.
-Senden görüşünü istemeyene, görüşünü verme. Çünkü böyle yaparsan, övülmediğin gibi, görüşün de o kimseye fayda vermez.
-Müslümanların önderi İmam-ı Âzam Ebu Hanife, memleketleri ve içerisinde yaşayanları, ilmiyle verdiği hükümlerle süsledi. Doğuda, batıda ve Kufe’de onun bir eşi yoktur. Allahü Teâlâ ona ebediyen rahmet eylesin.
-İlim öğren, kimse âlim olarak doğmaz, ilim sahibi ile cahil bir olmaz.
-Bir kavmin büyüğünün ilmi yoksa, herkes ona yönelip geldiği zaman o küçüktür. Kavmin makam ve mertebe sahibi olmayan ve ilim sahibi olan küçüğü, ilmi meclislerde kavmin büyüğüdür.
-Sana gelene sen de git. Sana kötülük ve eziyet edene sen eziyet etme.
-Ey insan, dilini muhafaza et, seni sokmasın. Çünkü o, büyük bir yılandır. Kabirlerde, kahraman ve cesur kimselerin bile kendileriyle karşılaşmaktan çekinip, dilinin kurbanı giden nice kimseler vardır.
-Hakkı doğruyu kim söylerse söylesin kabul ediniz.
-Dünyada arsız kimseyle arkadaş olmak, ahirette insanı mahcub eder.
-Ufak bir yanlış hareketinle üzülecek, darılacak kimseye çok güvenme.
-Dünyada zahid ol, dünya malına bağlanma! Ahireti isteyici ol, onun için çalış! Her işinde Allahü teâlâyı hatırla. Böyle yaparsan, kurtulmuşlardan olursun. Ruhsat ve te’viller ile uğraşan âlimden fayda gelmez.
imam şafi tanımak anlamak nekadar ferahlatır bir bilsen onu daha da tanımak için bana yardım eder misiniz