Katâde, Enes ibn Mâlik’ten; o da Ubâde ibnu’s- Sâmit (radıyallahü anh)’ten tahdîs etti ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
— “Her kim Allah’a kavuşup görmeyi arzu eder severse, Allah da ona kavuşup görmeyi sever. Her kim de Allah ‘a kavuşmaktan hoşlanmazsa, Allah da ona kavuşmaktan hoşlanmaz.”
Âişe yahut Peygamber’in kadınlarından biri:
— (Yâ Rasûlallah!) Bizler ölümden elbette hoşlanmayız! dediler.
Peygamber, kadınlara:
— “Ölüm sizin bildiğiniz gibi değil, lâkin bu şöyledir: Mü ‘mine ölüm hâli gelince, Allah’ın o kuldan hoşnûdluğu, Allah’ın ikram ve ihsanı ile müjdelenir. Bu müjde üzerine artık mü’mine (ölüm gibi) kendisini karşılayacak hâllerden daha sevimli birşey olamaz. O anda mü’min Allah’a kavuşmayı arzu edip ister, Allah da mü’min kuluna kavuşmayı sever. Fakat kâfir öyle değildir: Ona ölüm hâli hazır olduğunda, Allah’ın azâbı ve ukubeti müjdelenir. O anda kâfire, önündeki ölüm gibi hâllerden daha çirkin bir hâl olamaz. Bu suretle kâfir, Allah’a kavuşmayı fena görür, Allah da onunla buluşmayı çirkin görür.”
Bu hadîsi Ebû Dâvûd Süleyman et-Tayâlisî ile Amr ibnu Merzûk, Şu’be’den kısaltarak rivayet ettiler.