Neden Mezhep?

5- Müminlerin yolundan ayrılan cehennemi seçmiş olur!

Abdurrahman Bahadır

4. Delil: Nisa Suresi 115 – “Müminlerin Yolundan Ayrılan

“Mezhebe gerek yok” diyerek sadece Kur’an’a sarıldıklarını iddia edenler, aslında Kur’an’dan ne kadar uzak düştüklerini fark etmiyorlar. Mezhepsizliğin Kur’an’a dönüş değil, Kur’an’dan sapma olduğunu göremiyorlar. Şimdi gelin, Kur’an ne diyor ona bakalım… Nisa suresi 115. ayetinde

وَمَنْ يُشَاقِقِ الرَّسُولَ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُ الْهُدٰى

Kim kendisine doğru yol besbelli olduktan sonra Peygamber’e karşı çıkar

وَيَتَّبِعْ غَيْرَ سَب۪يلِ الْمُؤْمِن۪ينَ

müminlerin yolundan başkasına uyup giderse,

نُوَلِّه۪ مَا تَوَلّٰى

onu döndüğü yolda bırakırız

وَنُصْلِه۪ جَهَنَّمَۜ وَسَٓاءَتْ مَص۪يرًا۟

ve cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir gidiş yeridir

“Kim, kendisine doğru yol apaçık belli olduktan sonra Peygamber’e karşı gelir ve müminlerin yolundan başka bir yola uyarsa; biz onu yöneldiği yolda bırakırız ve cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir gidiş yeridir.” (Nisa 115)

Bu ayet, mezhepsizliğe karşı adeta gök gürültüsü gibi bir uyarıdır.
Burada iki büyük tehdidin altı çiziliyor:

  1. Peygamber’e muhalefet etmek
  2. Müminlerin yolundan başka bir yola uymak

Yani ayet, sadece Allah Resulü’ne karşı gelene değil, müminlerin yolundan çıkanlara da cehennem tehdidiyle sesleniyor.
Buyurun, konu artık “kişisel tercih” falan değil, ebedi saadeti kazanıp kaybetme meselesi!

 İmam Şafi Hazretleri, bu ayeti icmanın (ümmetin âlimlerinin ittifakıyla verdiği kararın) şer’i bir delil olduğuna kesin kanıt olarak gösteriyor.
Hikâyeyi bizzat öğrencisi İmam Mûzenî naklediyor:

Yanına heybetli bir zat geliyor, diyor ki:
— “Ey İmam, Allah’ın dininde en büyük delil nedir?”
İmam: “Kur’an’dır.”
— “Sonra?”
İmam: “Sünnettir.”
— “Sonra?”
İmam: “İcma’dır.”
— “Ama bu icmayı nereden çıkardın?”
İmam-ı Şafi hemen Nisa 115’i okuyor ve diyor ki:

وَيَتَّبِعْ غَيْرَ سَب۪يلِ الْمُؤْمِن۪ينَ

müminlerin yolundan başkasına uyup giderse,

نُوَلِّه۪ مَا تَوَلّٰى وَنُصْلِه۪ جَهَنَّمَۜ وَسَٓاءَتْ مَص۪يرًا۟

onu döndüğü yolda bırakırız ve cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir gidiş yeridir

“Müminlerin yolundan başkasına uymak haramdır. O hâlde müminlerin yoluna uymak vaciptir. İşte bu icmadır.”

Yani bir konuda ümmetin âlimleri birleşmişse, o yol artık “müminlerin yolu” olmuştur.
O yoldan sapan da bu ayetin tehdidine muhatap olur. Allah, Kur’an’da lüzumsuz hiçbir kelime kullanmaz. “Peygamber’e karşı gelmek” zaten tehdit sebebiyken, “müminlerin yolundan sapmak” da ayrıca zikredilmişse, bu da tek başına bir suçtur. Ve bu kimseler cehennem ile tehdid edilmiştir.

Peki mezhep meselesi bu işin neresinde?

İşte tam merkezinde! Çünkü İslam tarihindeki en büyük icmalardan biri, ümmetin müctehid olmayan bireylerinin bir mezhebe bağlanmasının farz olduğu konusundaki ittifaktır.

  • İmam Gazali
  • İmam Rabbani
  • İmam Serahsi
  • İmam Kurtubi
  • İbn Abidin
    …ve daha yüzlercesi, bir mezhebe tabi olmanın zorunluluğu konusunda hemfikirdir.

Bugüne kadar hiçbir ehli sünnet âlimi kalkıp da “Mezhebe gerek yok” dememiştir.
Hatta bu dev isimler bile kendi dönemlerinde bizzat mezhep imamlarına tabi olmuş, onların içtihatlarına uymuştur. Yani açık konuşalım:
Mezhepsizlik = Müminlerin yolundan sapmak = Nisa 115’te tehdit edilen rota. Yani cehennem

O halde mezhepsizler, kendi mezhepsizliklerini doğru gösterebilmek için şu iki şeyden birini yapmak zorundadır;

  1. “İcma delil değildir” demek zorundalar.

Ama bunu diyemezler. Çünkü:

  • Bu ayet icmaya açıkça işaret ediyor.
  • Yüzlerce sahabe, tabiîn ve müctehid âlim, icmanın delil olduğunu kabul etmiş.
  • Hadislerde de icmaya uymanın önemi vurgulanmış.
    Yani icmayı inkâr etmek = Ayeti ve yüzlerce âlimi reddetmek olur.
    Bu da sapıklıktır.
  1. “Ya da mezhepsizliğin hakkında da bir icmanın olduğunu göstermek zorundadırlar. Bizim görüşümüzde de icma var” demek zorundalar.

Ama bu da mümkün değil. Çünkü 14 asır boyunca hiçbir ehli sünnet âlimi mezhepsizliği desteklememiş. Aksine hepsi mezhepsizliği sapıklık ve cehalet olarak görmüş.

SONUÇ:

Nisa 115 ne diyor? Peygambere muhalefet etme! Müminlerin yolundan sapma!
Yoksa… Cehennem seni bekliyor.

Peki müminlerin yolu ne?
Mezhepler. Çünkü 1400 senedir bu konuda ümmetin tamamı ittifak etmiş.
Müctehid olmayan herkes, bir mezhep imamını taklit etmelidir. En küçük işler için bile yönlendirmeye muhtaç olan insanın, en büyük hakikati yani dini rehbersiz çözmeye kalkması aslında en büyük yanlıştır. O hâlde mezhepsizlik:
Ne özgürlük, ne doğrudan Kur’an’a bağlılık, Ne de “çağdaş din anlayışı” değildir.
Açıkça söyleyelim: Mezhepsizlik, Nisa 115’in cehennem tehdidi altında olan bir yoldur.

Kardeşlerim… Herkesin kafasına göre takıldığı bir din anlayışı ümmetin yolu olamaz. Dört mezhebi kabul etmemeye bedel insanlar adedince mezheb ve yollar ortaya çıkar.
Bugün 4 mezhep; güvenilir navigasyon cihazları gibidir. Farklı güzergâhlardan gitse de hepsi seni aynı hedefe, Allah’ın rızasına götürür. Ama mezhepsiz biri, “Navigasyona ne gerek var, ben yolu ezberden bulurum” deyip dağ bayır gitmeye kalkarsa…Yolunu kaybeder ve uçurumlara sürüklenir.  Allah bizi müminlerin yolundan ayırmasın.
Çünkü o yolun dışında yön değiştirenlerin varacağı yere, Kur’an “Cehennem” diyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu