Allah'ın Arş'a İstivası

Selefiler Selef alimlerinin yolu üzere midir?

“Allah’ın Arş’a istivası” isimli eserimizin, 19. dersindeyiz. Bu dersimizde, “Selefiler, Selef alimlerinin yolu üzere midir?” sorusunun cevabını  vereceğiz. Malumunuz, Hicri ilk üç asırda yaşayan alimlere Selef alimleri denir. Zaten sözlük anlamı itibariyle selef; önceden yaşayan,  daha önce gelen anlamındadır. Üçüncü asırdan sonra yaşayan alimlere de Halef alimleri denir. Sözlük anlamı itibariyle halef, sonradan gelen demektir.

Selef ve Halef alimleri, müteşabih ayetleri anlamada farklı bir yol takip etmişlerdir. Selef alimleri, müteşabih ayetleri izah etmemiş; zahiri manasından Allah’ı tenzih ederek; hakiki manasını Allah’ın ilmine havale etmiştir. Mesela, “Allah Arş’a oturdu.” ayeti hakkında şöyle demişlerdir: “Allah oturmaktan münezzehtir. Zira ezelde Allah varken, ne Arş vardı, ne de mekan… Mekandan münezzeh olan Allah’ın, daha sonra mekana muhtaç olması düşünülemez. Biz Allah’ı oturmaktan tenzih eder, ve bu ayetin manasını Allah’ın ilmine havale ederiz. Allah’ın muradı neyse, ona da iman ederiz.”

İşte Selef alimleri, “Allah Arş’a oturdu.” ayeti hakkında böyle demişler. Diğer müteşabih ayetler hakkındaki sözleri de budur. Onların müteşabih ayetleri izah etmemesinin sebebi; hata yapıp, ayete yanlış mana verme korkularıdır.

Daha sonra gelen Halef alimleri ise, bu ayetleri izah etmek zorunda kalmışlardır. Çünkü Mutezile gibi, Müşebbihe gibi, Mücessime gibi batıl mezhepler ortaya çıkmış; bu ayetleri delil gösterip, Allah’ı cisimleştirmeye, Allah’a aza ve uzuv atfedip insana benzetmeye başlamışlar. İşte Halef uleması, onların bu yanlış fikirlerinden Ümmet-i Muhammed’i muhafaza etmek için, müteşabih ayetleri, Arap dili ve usulüne göre izah etmişler.

Bu kısa bilgilendirmeden sonra, şimdi geldik meselemiz olan, günümüzün Selefileri ve Selefilikle, Selef alimlerin yolunun farkına… Selefilik ile Selef alimlerinin yolu, birbirinden o kadar uzaktır ki, bir yerde diğeri göktedir. Biri doğuda diğeri batıdadır. Selef alimleri, müteşabih ayetleri izah etmemişler; ancak zahiri manasından Allah’ı tenzih etmişler. Hiç bir Selef alimi, Allah’ın Arş’ta oturduğunu söylememiştir. Bırakın söylemeyi, hepsi Allah’ı oturmaktan tenzih etmiş; Allah’a oturma isnadının küfür olduğunu söylemiştir. Şimdiki Selefiler ise, Allah’ın Arş’ta oturduğuna inanmayana kafir diyor. Selefi alimler ile, Selefilerin yolunun farkını gördünüz mü?…

Bu meseleleri bilmeyen de zannediyor ki, Selefilik, Selef alimlerinin yolu üzere olmaktır… Selefiler, Selef alimlerinin hangi yolunu takip etmiş?.. Hangi meselede onlara tabi olmuş?.. Tevessülde mi tabi olmuş?… Teberrükte mi tabi olmuş?.. Müteşabih ayetleri anlamada mı tabi olmuş?… Hiç bir meselede tabi olmamışlar. Aralarında, bir isim benzerliğinden başka hiç bir benzerlik yoktur. Bu böyle biline…

Kardeşlerim, Allah’ın Arş’a istivası isimli eserimizin 19. dersini tamamladık. Bu ders, bu eserin son dersiydi. Rabbimize hamdü senalar olsun, bu kıymetli hizmette, liyakatımız olmadığı halde bizi istihdam ediyor. Rabbim bu çalışmaları dergahında kabul etsin. Benim ve bu işte emeği geçen kardeşlerimin günahlarına, keffaret eylesin… Sizleri Allah’a emanet ediyorum, bir başka eserde buluşmak üzere, Esselamu aleyküm…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu