Neden Mezhep?

7- Râsih olmadan küküm olmaz mezhepsizlik bu ayetle çöker!

Abdurrahman Bahadır

6. Delil: “Müteşabih Ayetleri Yalnız Allah ve Râsih Âlimler Anlar” – (Âl-i İmrân 7)

“Mezhep yok!” diyorsun, “Kur’an bize yeter” diyorsun, ama sonra gidip YouTube’daki “hoca”ya soruyorsun. E o da bir mezhep oldu işte. İki video izleyip içtihat yapan bir nesil olduk.
Şimdi bırak YouTube’u, gerçek kaynağa yani Kur’an’a bakalım… Kur’an ne diyor,

وَمَا يَعْلَمُ تَأْو۪يلَهُٓ اِلَّا اللّٰهُۢ وَالرَّاسِخُونَ فِي الْعِلْمِ

Hâlbuki onun (müteşabih ayetlerin) tevilini (izahını) Allah’tan ve ilimde râsih olanlardan başkası bilmez. (Al-i İmran 7)

Kur’an burada çok net bir ayrım yapıyor:

  • Müteşabih ayetler var mı? Evet, var.
  • Herkes anlayabilir mi? Hayır, anlayamaz.
  • Kim anlar? Sadece Allah ve ilimde derinleşmiş olanlar, yani râsih âlimler.

Peki müteşabih nedir? Müteşabih: Zahiri manası dışında derin, gizli anlamlar taşıyan; ilk bakışta kolayca anlaşılmayan ayetlerdir.

Yani öyle herkesin eline meal alıp “bana göre böyle” diyerek anlayacağı bir şey değil.
Bu ayet, “herkes Kur’an’dan hüküm çıkarabilir” diyerek mezhepsizliğe kapı açanlara net bir reddiyedir.

Şimdi şu soruyu sormak zorundayız:

Madem müteşabih ayetler sadece râsih âlimler tarafından anlaşılır, o zaman bizler –ilimde râsih olmayanlar– ne yapacağız?

Cevap belli: Râsih olanlara soracağız. Kur’an’ı ve hadisleri onların yorumuyla anlayacağız.

Kendi başına anlamaya kalkarsan ya hiç anlayamazsın ya da yanlış anlayıp sapıtırsın.
Çünkü Allah bu işin formülünü çoktan açıklamış:
Müteşabih = Derinlik o derinliği de kim anlar = Derin ilim sahibi

Peki kimdir bu “râsih” âlimler?

Râsih: İlimde sabit, köklü, sağlam, derinleşmiş, ilim ve amel bütünlüğüne ulaşmış kimsedir.
İmam Rabbani der ki: “Râsih âlim; sadece okuyan değil, nefsiyle mücadele etmiş, şeriatın hakikatini kuşanmış kimsedir. Onların Kur’an’daki müteşabih ayetlerde ve mukattaa harflerde dahi nasibi vardır.”

Yani ilim sahibi olmak yetmez; o ilmi kalp, nefis, akıl ve takva ile bütünleştirmek gerekir.
Sadece akademik bilgiyle râsih olunmaz.

Peki kim râsih’tir, kim değildir? Soralım:

  • 1 milyon hadisi senediyle birlikte ezberleyen Ahmed bin Hanbel mi râsih’tir?
    Yoksa Twitter’da 5 ayet paylaşıp “İslam budur” diyen cahiller mi?
  • Kur’an’daki ifadelerin dall-i ibare, işaret, iktiza, nass, zahir, hafi, sarih, müteşabih gibi inceliklerini meleke haline getirmiş mezhep imamları mı râsih’tir?
    Yoksa Kur’an’ı sadece yüzünden okuyabilen ama “yorum benim hakkım” diyenler mi?
  • Bir haftada Kur’an’ı ezberleyen İmam Muhammed mi râsih’tir?
    Yoksa hafızasında toplam 10 sayfa olmayanlar mı?
  • Göz gezdirdiği bir sayfayı bir bakışta ezberleyen İmam Şafi mi râsih’tir?
    Yoksa dün ne yediğini hatırlamayan “araştırmacı” din yorumcuları mı?
  • 90 cilt kitabı kelimesi kelimesine ezberleyip 3 ayda 40 yıllık eğitimi tamamlayan Bediüzzaman Said Nursi mi râsih’tir?
    Yoksa hâlâ mealde altını çize çize ilerleyen kimseler mi?
  • Fıkıh ilminin kurucusu, bütün fıkıhçıların babası olarak bilinen İmam-ı Azam mı râsih’tir?
    Yoksa o büyük imama dil uzatan, haddi aşan bilgisizler mi?

Cevap nettir:

Râsih âlimler = Dört mezhep imamı ve onların yolundan giden büyük allamelerdir.
Onların ilmî derinliği, hafızası, takvası ve dindeki istikameti, bugün asla erişilemeyecek seviyededir. Bugünün “ben de Kur’an’dan anlarım” diyen mezhepsizler, bu zatların rahlesinde talebe bile olamaz.

Ve unutma:

  • Müteşabih ayetleri sadece râsih olanlar anlar.
  • Hadislerde de müteşabih olan çoktur.
  • Kur’an’ı anlamak için râsih âlime ihtiyaç olduğu gibi, hadisleri anlamak için de aynı ihtiyaç geçerlidir.

Öyleyse:
“Ben tek başıma yeterim, mezhep imamına gerek yok” demek, Allah’ın koyduğu bu ilmi sıralamayı reddetmek ve çiğnemektir.

SONUÇ:

Kur’an’da anlaması zor, derin ayetler vardır (müteşabihat).

Bu ayetleri sadece Allah ve râsih âlimler anlayabilir.

O hâlde bizler, bu ayetlerin ve hadislerin tevilini öğrenmek için râsih âlimlere başvurmalıyız.

Râsih âlimler, dört mezhep imamı ve onların izinden giden gerçek İslam âlimleridir.

Mezhepsizler bu seviyede olmadıkları gibi, çoğu zaman bu âlimleri inkâr edercesine küçümsemekte, cehaletle cesareti karıştırmaktadır.

Kardeşlerim, derin denize dalmak için ya yüzme bileceksin ya da dalgıçla ineceksin.

Kur’an ve hadis de öyle bir okyanustur. Yüzme bilmeyen biri denize atlarsa boğulur.

İşte mezhep imamları dalgıç ekipmanı gibidir: seni ilmin derinliklerinde boğulmadan taşırlar.

Sen hâlâ “ben de dalarım” diyorsan… Cebinde Kur’an mealiyle okyanusa atlayan ilk insansın.

Allah bizi nefsine güvenen cahillerden değil, ilmiyle amel eden râsih âlimlerin izinden gidenlerden eylesin. Âmin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu