7- Karınları evler kadar ve içlerinde yılan olan kişiler
İbni Mace’de zikredilen bir hadis-i şerifte, Ebu Hüreyre hazretleri (r.a.) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: İsra gecesinde bir kavme uğradım. Karınları evler kadardı. İçlerinde senin dışarıdan göreceğin şeklide yılanlar vardı. “Bunlar kimdir ey Cebrail!” dedim. “Faiz yiyenlerdir.” dedi.
Fesübhanallah… Faiz yiyenlerin ahiretteki cezasını işittiniz mi? Cenab-ı Hak, faiz yiyenin karnını ev kadar büyütüyor ve içine yılanlar koyuyor. Bu yılanlar da dışarıdan gözüküyor. Ya Rabbi! Bu nasıl bir cezadır! Bu azaptan ve bu azaba düşmemize sebep olacak faiz günahından sana sığınıyoruz.
Ey korkusuzca faiz alan ve faiz veren kişi! Kendisine iman ettiğinin Peygamberinin vermiş olduğu haberi dinledin mi? Eğer tövbe edip faizi terk etmezsen azap olarak mahşer günü karnın ev kadar büyütülecek ve içinde yılanlar dolaşacak. Sen sivrisineğin sokmasına bile dayanamazken, karnındaki yılanların seni ısırıp sokmasına nasıl dayanacaksın? Üç günlük dünyanın menfaati için bu azaba razı mı olacaksın. Şöyle demen daha doğru olmaz mı: Ya Rabbi, ben bu azaplardan ve faiz yemenin bu kadar büyük günah olduğundan gafildim. Biliyorum, gafletim ve cehaletim mazeret olamaz. Çünkü madem Müslümanım, o halde okuyup öğrenmeliydim. Lakin senin bu kulun bu günahları işledi. Şimdi ne yapsın? Senden başka kime gidip af dilesin. Senden başka kim var ki, kapısına gidilsin? Senden başka Rab yok ki, ondan af dilensin. Ya Rab! Ben Efendisinden kaçmış bir köle gibi, senden kaçmış, günah vadilerinde geziyordum. Lakin şimdi aklım başıma geldi. Bütün günahlarımdan, bilhassa faiz günahımdan af diliyorum ve bir daha işlemeyeceğime sana söz veriyorum. Beni affet, sen affedicisin ve affetmeyi seversin…”
Acaba şimdi böyle dua etmek ve Allah’tan af istemek en doğru hareket değil midir? Yoksa bu kadar ayet-i kerimeleri ve hadis-i şerifleri dinlediğin halde hala faiz günahına devam mı edeceksin? Sakın devam etme ve tövbeyi geciktirme. Unutmaki yerin üstü yarınlarla yerin altı ise keşkelerle doludur. Sonra bir bakarsın, toprağın altındasın ve kabirde pişmanlık naraları atıyorsun. Ancak o gün çok geçtir ve hiçbir pişmanlık sahibine fayda vermez.
Faiz konusunda zikredebileceğimiz daha birçok hadis-i şerif var. Biz ilgilenenleri hadis kitaplarının faiz bölümüne havale ederek sözü daha fazla uzatmaya gerek duymuyoruz. Çünkü tövbede nasibi olan için, zikrettiğimiz ayet-i kerimeler ve hadis-i şeriflerden biri bile hidayet ve tövbe için yeterlidir. Tövbeden nasibi yok ve günahta ısrar edici ise, dünyaları da nakletsek beyhudedir, ona fayda vermez.
Bizler bu eseri, hesap günü Rabbimize karşı bir mazeret olması için hazırladık. Rabbimiz bizlere: “Ey kullarım, ben sizlere ilim vermiştim. İnsanlar faiz yerken siz onlara faizin katımda büyük günah olduğunu söylediniz mi? Onları uyardınız mı?” dediğinde, biz: “Evet ya Rab, senin kullarını gücümüz nispetinde uyardık ve ikaz ettik. Ayetlerini ve Resulünün sözlerini onlara naklettik. Gücümüz buna yetiyordu, bu kadarını yapabildik.” diyebilelim.
Ya Rabbi! Senin rızan için hazırladığımız bu eseri dergahında kabul eyle. Mahşer günü yüzümüzün aklığına vesile eyle. Bu eseri, faize bulaşanların tövbe etmesine ve faiz günahından vazgeçmelerine vesile kıl. Ve bu eseri, bu hizmette maddi ve manevi gayret gösteren ehl-i hamiyet kardeşlerimizin günahlarına kefaret yap. Âmin.