Risale-i Nur nedir?
Evet, Risale-i Nur,
• Kur’ânın parlak, mânevî bir i’câzı, O güneşin bir ışığı,
• Kur’ân denizinden bir damla,
• O hakikat ilminin kaynağından mülhem ve feyzinden gelen mânevî bir tercümesi,
• Kur’ân’ın kudsi hazinesinin sandukçaları,
• Kur’ân’ın kudsi eczanesinden birer reçete,
• Şu zamanın yaralarına en münasip bir ilâç, bir merhem,
• Zulümatın tehacümatına maruz heyet-i İslâmiyeye en faydalı bir nur,
• Dalalet vadilerinde hayrete düşenler için en doğru bir rehber,
• Kur’ânî hakikatlere birer anahtar,
• O hakikatleri inkâr etmeye çalışanların başlarına inen birer elmas kılıç,
• Kur’ân-ı Mucizü’l-Beyan’ın nurani caddesinde birer elektrik lambası,
• Kur’ân nurlarının tercümanı,
• Kur’ân’ın mânevî i’câzından çıkan hiç kopmaz sağlam bir kulp,
• Karanlıklardan aydınlığa çıkaracak nurani bir vesile,
• Kur’ân’ın hakiki bir tefsiri, hakikatının bir tercümanı, meselelerinin bir bürhanıdır.
Risale-i Nur Külliyatı, bütün insanlığa son derece faydalı manalar ve mesajlar ihtiva eder. Hangi din veya mezhebe, hangi meslek veya meşrebe mensup olursa olsun herkesin bu ilimler hazinesinden yararlanmak en tabii hakkıdır.
Risale-i Nur; asrımızın anlayış ve ihtiyacına göre yazılmış bir Kur’an tefsiridir. Asrın ihtiyaçlarına tam cevab veren, aklı ve kalbi tatmin edip, vesvese ve şüpheleri def eden ve bu zamanın yaralarına en münasip bir ilâç, bir merhemdir.
Fen ve ilim asrında yaşıyoruz. Bu ise beraberinde şüpheciliği ve ispatı getirmiştir. Şüphe ve ispatçılık, sadece fen ilimlerinde kalmamış, din ve maneviyatta da kendini göstermiştir. “Görmediğime inanmam” bakışı nice itikadların sarsılmasını netice vermiştir. Böyle bir durum, imanın şartları başta olmak üzere İslam’a ait her meselenin bilimsel ve ilmi izahını gerektirmiş ve hatta bir zaruret haline getirmiştir. İşte, Risale-i Nur’lar, başta bu ihtiyaç olmak üzere, daha bir çok konuda cevaplarımızı bulabileceğimiz bir Kur’an tefsiridir.
Risâle-i Nur, Kur’ân âyetlerini mânâ yönünden açıklamasıyla tefsir ilmi içinde değerlendirilirken; zamanın inanç ve ahlâk gibi problemlerini tartışması açısından da kelâm ilmi çerçevesinde değerlendirilmektedir. Müellifin kendisi bu iki hususu Risalelerinde belirtmiştir.
Risâle-i Nur, konuları ele alış tarzı, muhtevasındaki derinliği ve kapsamlılığı birçok kesimin yoğun ilgisini çekmiştir. Bir yandan yurt içinde ve dışında çeşitli halk kesimleri tarafından okunmakta ve diğer yandan hakkında uluslararası sempozyumlar düzenlenmekte ve birçok akademik makale ve tezlere konu olmaktadır.
Ayrıca Risâle-i Nur, bir Kur’ân tefsiri olması itibariyle, aklın yanı sıra, kalb, ruh ve diğer bütün duygulara da hitap etmektedir. Ahlâkın bütün boyutlarına ışık tutmakta ve bir çok sosyal probleme çözümler sunmaktadır. Ancak onun bu ve bunun gibi daha bir çok meziyetini en iyi şekilde anlamanın yolu her halde onu açıp bizatihi okumak ve yaşamakla olur.
Risale-i Nur, Bediüzzaman Said Nursi’nin yazdığı bir Kur’an tefsiridir.
Risale-i Nur, Kur’an’ın baştan sona tüm ayetlerini değil, özellikle imana ve hakikate taalluk eden bin civarında ayetini açıklar. Açıklanan bu ayetlerin ışığında, diğer ayetleri de yorumlayabilecek muazzam bir altyapı kazandırır.
Risale-i Nur’da ele alınan ayetler, genelde din düşmanları tarafından tenkit konusu yapılmış ayetlerdir. Risale-i Nur, onların tenkit ettikleri noktalarda i’caz parıltıları olduğunu, aklı başında olanlara izah ve ispat eder. Nitekim, onun izahları sonucu olarak, nice din düşmanı ikna olmuş, İslam’a girmiş, ikna olmayanlar ise en azından ilzam olarak sesini kesmek zorunda kalmıştır.
Risale-i Nur’da, söz gelimi “Namaz nasıl kılınır? Farzları ve sünnetleri nelerdir?” gibi konulara girilmez. Ama, “Namaz niçin kılınır? Niçin belli vakitlerde eda edilir?” türünden soruların cevabı gayet delilli bir şekilde ele alınır. Onu okuyan biri, namaz kılma konusunda ikna olunca, nasıl kılınacağını fıkıh kitaplarından öğrenir.